15. Yüzyıl ortalarında Osmanlı Devleti, Anadolu topraklarında kısmen birliği sağlamış ve batıdaki fetihler ile Avrupa devletlerine karşı büyük başarılar sağlamıştı. Bu sıralarda İran ve Doğu Anadolu’da ise Akkoyunlu Devleti hüküm sürüyordu. Timur ve ordusunun, Anadolu’ya girip yaptığı savaşlar ve gerçekleştirdiği tahribatlar döneminde, Akkoyunlular onu desteklemiş ve böylece Osmanlı’ya düşmanca bir tavır göstermişti.
Osmanlı-Venedik savaşları esnasında ise Akkoyunlu Devleti gene boş durmamış ve Avrupa’lı devletler ile diplomatik münasebet kurarak, Osmanlı aleyhinde faaliyetlerde bulunmuştur. Macaristan, Rodos şövalyeleri ve Kıbrıs Krallığı ile ittifak görüşmeleri yaparak, Müslüman bir devlete karşı hıyanet içerisine düşmüştür. Bununla da yetinmeyerek, Osmanlı Devletinin, Hristiyan devletler ile savaşmasını fırsat bilerek Tokat şehrini yağmaladı ve Karaman topraklarını ele geçirdi. [1]
Sefer Hazırlıkları
Akkoyunlu saldırıları ve hıyanetinin haberleri İstanbul’a ulaşınca, Fatih Sultan Mehmet Han, sefer için hazırlıklara başladı. Kışın yaklaşması sebebiyle, hazırlıkların bahara kadar devam etmesi ve gene bahar ayında sefere başlanması kararı alındı. Bu sıralarda bölgede bulunan Şehzade Mustafa’ya bağlı birlikler, Eflâtunpınarı savaşında bir Akkoyunlu ordusu mağlub etti. Böylece ilk çatışmada zafer Osmanlıların tarafında oldu.
Avrupa’da teşekkül eden Haçlı donanması, Osmanlı toprakları üzerine hücum ederek bazı kaleleri ele geçirmiş ve bunları Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan’ın müttefiklerine teslim etmişlerdi. Haçlı donanması daha sonra Antalya’yı kuşattı. Akkoyunlu ve Haçlıların ortak gerçekleştirdiği bu hamleler, Osmanlı Devletini zora sokmuştu. Haçlı donanması, kendi aralarında ki ihtilaflar ve Kıbrıs Kralı’nın ölümü sebebiyle daha fazla ileri gidemedi. Bu arada Fatih Sultan Mehmed Han, Memlük ve Macar devletleri ile anlaşmalar yaparak, bu sınırları emniyete almaya çalıştı. [2]
Otlukbeli’ne Yürüyüş
1473 yılında Fatih Sultan Mehmed Han, Üsküdar’dan ordusuyla birlikte yola çıktı. Yolda şehzadelerin ve Rumeli Beylerbeyi’nin askerlerinin orduya katılmasıyla birlikte mevcudu artan ordu Sivas’a ulaştı. Uzun Hasan’ın ordusu ise kalabalık ama düzensiz kuvvetlerden oluşuyordu. Öncü kuvvetlerin yaptığı savaşlarda Osmanlılar üstün geldi. Uzun Hasan ise ordusuyla sürekli kaçarak, meydan savaşını göze alamadı. Bunun yerine Osmanlı ordusunu yıpratarak, pusuya düşürme amacı ile hareket etti.
Fırat nehri yakınlarında, Uzun Hasan ortaya çıktı ve bir çatışma meydana geldi. Bu savaşta Rumeli Beylerbeyi Has Murat Paşa şehid oldu ve mahiyeti esir düştü. Uzun Hasan ise tekrar geri çekilerek ortadan kayboldu. Bu ilk çatışmada yaşanan mağlubiyet, Osmanlı ordusunda moralleri bozdu ve İstanbul ile sağlıklı haberleşme olmadığı için, başkente yanlış haberler ulaştı. Bunun üzerine Cem Sultan tahta çıkmak için hazırlıklar yaptı.
Nihayet Otlukbeli tepelerinde 2 ordunun karşılaşması sağlandı. Savaş alanına müsait olmayan bu tepelerde başlayan savaşta üstünlük ilk başta Akkoyunlu ordusunda olmasına rağmen, Uzun Hasan’ın oğlu Zeynel Mirza’nın öldürülmesi ile Akkoyunlu ordusunun sağ kanadı çöktü. Peşine Uzun Hasan’ın bütün hazinesini bırakarak kaçması üzerine, Osmanlı ordusu galibiyet kazandı. Lakin coğrafi şartların elverişli olmaması sebebiyle kaçan Uzun Hasan takip edilmedi. Bu zaferle birlikte Osmanlı Devleti Doğu sınırlarını genişleterek güvenceye aldı. Akkoyunlu Devleti ise bir daha toparlanamayarak, yıkılma sürecine girdi.
Dipnotlar
[1] İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, 2, s, 93
[2] İbn Kemal, Tevârîh-i Âl-i Osmân, 7, s, 316