Peygamber (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) doğduğunda başının yukarı doğru kalkık ve gözünü semaya dikmiş olarak doğduğu, doğduğunda onunla birlikte bir nurun yükseldiğini gördükleri, Osman bin Ebu’l-As’ın annesinin yıldızların yeryüzüne doğru yakınlaştığı, doğduğunda bir nurun çıktığını öyle ki sadece bir nura battığını gördüğü hikâye edilir.
Abdurrahman İbnu Avf’ın annesi Şifa hatun anlatıyor:
Peygamber (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) ellerime düştüğünde hapşırdı “Elhamdülillah” dedi. Bunun üzerine “Allah sana rahmet etsin” diyen bir ses duydum. Rum saraylarını dahi görebileceğim kadar doğu ve batının aydınlandığını gördüm.”
Sütannesi Halime’nin ve O’nun kocasının Peygamber (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)’in bereketini itiraf etmeleri, sütannesinin göğüslerinin süt ile dolduğu, yaşlı develerinin sütünün çoğalması ve koyunlarına gelen bereket, gelişmesinin hızlı ve sağlıklı olması, doğduğu gecede olan harikulade olaylardan bazılarından Kisra’nın tahtının sallanması, sarayının balkonlarının düşmesi, Taberi Gölü’nün kaynaması, Farslıların bin yıldan beri hiç sönmeyen ateşlerinin sönmesi, onun doğumunda ve sonrasında görülen mucizelerdir.