Allah-u Teâlâ’nın, Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)’e verdiği apaçık mucizelerden bazıları şunlardır:
Allah Teâlâ O’nda ilimleri ve marifetleri bir araya getirmiştir. Dini ve dünyevi maslahatlara muttali kılmakla O’nu özel kılmıştır. Şeriat hükümlerini, dinin kaidelerini, insanların idaresini, ümmetinin maslahatlarını, geçmiş ümmetlerin haberlerini, Âdem (Aleyhisselam)‘dan bu zamana kadar gelen nebileri, resûlleri, geçmiş asırlarda yaşayan zalimleri, o peygamberlere gelen şeriatları ve kitapları, siyretlerini, haberlerini, Allah Teâlâ‘nın o kavimlere gönderdiği azapları, geçmiş ümmetlerin faziletlerini, aralarında ihtilafa düştükleri konuları, dünyada kaldıkları müddeti ve ömürleri, hikmet sahibi olanlarının hikmetli sözlerini Allah-u Teâlâ ona öğretmiştir.
Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) Allah Teâlâ’nın bildirmesi ile bütün küfür topluluklarına getirdiği delillerle onlara üstün gelmiş, Tevrat ve İncil sahibi ehli kitaba, kitaplarının içindekilerle münazara etmiş, onlara kitaplarının sırlarını ve gizli ilimlerini bildirmiş, gizlediklerini ve değiştirdikleri hükümleri onlara bildirmiştir.
Sonra Allah Teâlâ ona bütün Arabî lügatları, kabilelerin kullandığı garip lafızları, fesahat nevilerinin ihatasını, Arap kabilelerinin önemli olaylarını ve savaşlarını, hikmetlerini ve şiirlerinin manalarını O’na bildirmiş ve O’na az sözle çok manalar ifade edebilme kudreti vermiştir.
O devirdeki Arapların bilgi sahibi olduğu konular nesep, kendilerinden öncekilerin tarihleri, şiir ve belagat ilimleri ile sınırlıydı. Bu ilimler onlara, ancak bütün ömürlerini vermekle ve bu ilmin sahibi kimselerin yanında uzun yıllar bulunmakla müyesser olabiliyordu. Oysa tüm bu ilimler, Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)‘in denizler gibi olan ilminin yanında bir damla misali gibiydi.