Peygamber (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) ‘in şefkat ve rahmeti tüm mahlûkat içindi.
Zira âyeti kerimede şöyle buyrulur:
Andolsun size kendinizden öyle bir Peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya uğramanız ona çok ağır gelir. O, size çok düşkün, mü’minlere karşı çok şefkatlidir, merhametlidir.
(Tevbe:128)
Diğer bir âyeti kerimede:
“Biz seni ancak âlemlere rahmet olasın için gönderdik” (Enbiya:107) buyurulur.
İbnü el-Münkedir rivâyet ettiğine göre
Cibril (Aleyhisselam) Peygamber (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)’e “Allah Teâlâ göklere, yere ve dağlara sana itaat etmeleri için emir verdi.” deyince, Peygamber (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) “(Küfürlerinden dolayı hak ettikleri azabın) ümmetimden te’hir edilmesini istiyorum. Umulur ki onlar Allah Teâlâ’ya tevbe ederler.” buyurdu.
Aişe (Radıyallahu anha) şöyle der: ” Rasulullah (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) iki şey arasında seçme durumunda kalsa daima onların en kolayını seçerdi.”
İbn-i Mesud (Radıyallahu anh) şöyle der: Rasulullah (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) bizlerin bıkmasından korktuğu için vaaz ve nasihatlerini (morallerimizin yerinde ve neşeli olduğumuz) zamanlarda yapardı.
(Buhari)
Aişe (Radıyallahu anha) bindiği deve zorluk çıkartınca devenin mahmuzlarını sertçe çekmeye devam edince Peygamber (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) “Ya Aişe her zaman merhametli ol” buyurdu.
(Buhari)