Üç ayların girişinden itibaren devam ettiğimiz, Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in bizlere öğrettiği: “Allâh’ım! Receb’i ve Şa‘bân’ı bize mübârek kıl ve bizi Ramazân’a ulaştır”[1] şeklindeki duânın bereketiyle Ramazân-ı Şerîf ayına ulaştık Elhamdülillâh. Ramazân-ı Şerîf ayının heyecanı, tüm İslâm âlemini bereketi ve manevî tesiriyle kuşattı.
Ramazân-ı Şerîf ayında yapılacak ibadetler, sevapların katlandığı bir ay olması vesilesiyle çok daha büyük önem taşıyor. Bu sebeple, sâir zamanlarda yaptığımız ibâdetleri Ramazân-ı Şerîfte artırmalı, bu mübârek ayın bereketinden âzamî derecede istifade etmeye çalışmalıyız.
Ramazân-ı Şerîf’te umre yapmak, Kur’ân-ı Kerîm’i hatmetmek, iftar vermek, ilim meclislerine devam etmek, hasta ziyaretinde bulunmak, ihtiyaç sahiplerine sadaka vermek ve hayrî müesseseleri sadaka-i câriye ile desteklemek, anne ve babaya ve yakın akrabalara iyilik etmek, komşu ve hukukumuz olan kimselerle iyi geçim konusunda özenli davranmak, işveren isek işçinin yükünün hafifletmek gibi ameller, Ramazân-ı Şerîfin fazîletlerinden hissedâr olma açısından son derece mühimdir. Unutmamalı ki, gelecek sene Ramazân-ı Şerîf ayına ulaşma konusunda hiçbir garantimiz yoktur. Bu sebeple, içerisinde bulunduğumuz mübârek ayı; duâları, zikirleri ve hususî ibâdetlerine devam ederek, sâir aylarda davrandığımızdan daha hassas davranarak geçirmek zorundayız.
Terâvih Namazının Fazîleti
Ramazân-ı Şerîf ayına mahsus olan ve cemaatle edâ edilen Terâvih namazının fazîleti hakkında vârid olan hadîs-i şerîfleri hatırlamak, bu namazın Ramazân gecelerini ihyâ etmenin yolu olduğunu bilmek ve ehemmiyeti konusundaki bilgilerimizi tazelemek, gecelerin kısa ve sıcaklık değerlerinin yüksek olduğu şu günlerde Terâvih namazına devam etme konusunda fayda sağlayacaktır.
Ebû Hüreyre (Radıyallâhu Anh)dan rivâyet edilen bir hadîs-i şerîfte Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
“Kim Ramazânın fazîletine inanarak ve sevabını Allâh(-u Te‘âlâ)dan bekleyerek terâvih namazını kılarsa, geçmiş günahları bağışlanır.”[2]
Abdurrahman ibnü Avf (Radıyallâhu Anh)dan rivâyet edilen bir hadîs-i şerîfte Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
“Şüphesiz Allâh(-u Teâlâ) Ramazan orucunu farz kıldı. Ben de Ramazân gecelerini ihyâ etmeyi sünnet kıldım. Her kim inanarak ve sevabını Allâh(-u Te‘âlâ)dan bekleyerek Ramazân’ı oruçla, gecelerini namazla ihya ederse, anasından doğduğu gün gibi günahlarından temizlenmiş olur.”[3]
Sahâbe-i Kirâm Ramazân Gecelerini Kıyamla Geçirirdi
Sahâbe-i Kirâm (Rıdvânullâhi Te‘âlâ Aleyhim Ecma‘în)in Ramazân-ı Şerîf ayının gecelerini ihyâ konusunda ne derece hassas davrandıkları hadîs kitaplarımızda kaydedilmiştir. Onların bu hassasiyetini ifade sadedinde Abdurrahman ibnü Abdülkârî şöyle anlatmıştır:
“Bir Ramazân gecesi Ömer ibnü’l-Hattâb ile mescide çıktık. Baktık ki, insanlar dağınık gruplar hâlinde; kimi tek başına kimi de cemaat olarak namaz kılıyordu. Bunun üzerine Ömer: ‘Bana öyle geliyor ki, bu insanları bir imamın arkasında toplasam daha iyi olur.’ dedi. Sonra kararlılık göstererek Übey ibnü Ka’b’ın arkasında onları topladı. Başka bir gece yine Ömer’le birlikte çıktık. İnsanlar, imamlarıyla birlikte namaz kılıyorlardı. Bunun üzerine Ömer şöyle dedi: ‘Bu ne güzel bir âdettir! Fakat namazlarını gecenin sonuna tehir ederek şimdi uyuyanların seher vakti, şu anda kıyamda olup namaz kılanların vaktinden daha fazîletlidir.’ O sırada insanlar gecenin başında bu namazı kılıyorlardı.”[4]
Ramazân-ı Şerîf ayının gecelerini ihyâ etmenin Terâvih namazıyla mümkün olacağı konusunda ulema ittifak etmiştir. Bununla beraber, Terâvih namazının ardından teheccüd namazına devam etmek, gece namazını imkânlar nispetinde ziyâdeleştirmek tavsiye edilen bir iştir. Ramazân-ı Şerîf ayı içerisinde kazanılacak bu hassasiyet, kişiye senenin tamamında teheccüd namazına devam etme kararlılığını da kazandıracaktır.
Terâvih namazıyla ilgili detaylı bilgilere arşivimizde yer alan makalelerimizden ulaşabilirsiniz:
Ramazân-ı Şerîf ve Terâvih Namazı
Terâvih Namazı ve Kılınışı
Hatm-i Şerîf’in Sübûtu, Süresi ve Hatimle Terâvih Namazı
Dipnotlar
[1] Ahmed ibnü Hanbel, el-Müsned, 1/259
[2] Buhârî, Îmân:37; Müslim, Müsâfirîn:173, 174
[3] İbnü Mâce, İkametu’s-Salâ:173
[4] Buhârî, Salâtü’t-Terâvîh:1