Kur’ân-ı Kerîm’i Ramazân-ı Şerîf ayı içerisinde bulunan Kadir Gecesi’nde indiren ve bu ayı sâir zaman dilimlerinden üstün kılan âlemlerin Rabbi Allah Teâlâ’ya nihâyetsiz hamd-ü senâlar olsun! Salât-ü selâm; oruç, terâvîh, fıtır sadakası ve i‘tikâf gibi bu aya mahsus ibâdetleri yerine getiren ve bizlere öğreten Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)e, âli ve ashâbına olsun!
Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in bizzat yapmış ve bizlere de öğretmiş olduğu: “Allah’ım Receb ve Şa‘bân’ı bizim için mübârek kıl ve bizi Ramazân’a ulaştır” duâsının bereketiyle bir Ramazân-ı Şerîf ayına daha erişmiş olmanın bahtiyarlığı içerisindeyiz.
İbâdetlere karşılık verilecek mükâfatın diğer aylara nazaran çok büyük olacağı beyân edilen Ramazân-ı Şerîf ayı, hiç şüphesiz büyük bir fırsat ayıdır. Başı rahmet, ortası mağfiret ve sonu Cehennemden kurtuluş olan bu aya değer kazandıran asıl husus, Kur’ân-ı Kerîm’in bu ayda indirilmiş olmasıdır. Dolayısıyla, tevbe ve istiğfâr, sâlih bir niyet ve kararlılık üzere sabırla gayret göstereceğimiz bu ayın ihyâsı konusunda Kur’ân-ı Kerîm’e rağbet etmek çok daha büyük önem arz etmektedir.
Dinî hayatta sergileyeceğimiz yüksek hassasiyeti, insanî ve sosyal ilişkilerde de göstermemiz gereken bir aydır Ramazân-ı Şerîf. Allah (Celle Celâluhû) yolunda ilim tahsil eden talebeleri, ihtiyaç sahiplerini ve düşkünleri unutmamamız, onlara karşı uzatacağımız yardım elini bu ayın hitâma erişinin ardından da kesmeyip bütün sene boyunca uzatmanın lüzumunu kavramamız gereken bir mevsimdir. Bizleri her gününün orucuna, her gecesinin kıyâmına ve Kadir Gecesi’nin ihyâsına muvaffak kılması için Mevlâ Te‘âlâ’ya ilticâ etmemiz, niyâz üzere bulunmamız gereken bir aydır. Ramazân-ı Şerîf ayının husûsiyet ve fazîletlerine, ihyâ yollarına ve husûsî ibâdetlerine dair detaylı malûmata ilgili içeriklerimizden ulaşabilirsiniz. Ramazân-ı Şerîf arşivimiz için tıklayınız.
Bu düşünce ve hissiyatla Ramazân-ı Şerîf ayınızı tebrîk eder, fazîlet ve bereketlerinden âzamî derecede istifâdenizi dileriz. Mü’minleri; oruç, terâvîh, i‘tikâf ve fıtır sadakası gibi husûsî ibâdetleriyle aynı niyet ve aynı ameller etrafında cem eden bu fazîlet mevsiminin, ümmet-i Muhammed’i her dâim yekvücut hâlinde hareket edecek bir mânevî kimliğe kavuşturmasını temennî ederiz. Cehennemden âzâdlık ayı olan bu mübârek ayın dünyada huzûr ve refâhımıza, âhirette de ebedî kurtuluşumuza vesile olmasını Cenâb-ı Hak’tan niyâz ederiz…
İsmailağa Camii İlim ve Hizmet Vakfı