Ramazân-ı Şerîf ayı, ibâdetlere verilen mükâfatların katlandığı bir olup ay aynı zamanda infâk mevsimidir. Bu itibarla, Ramazân-ı Şerîf ayında sadaka verenlere yönelik hususî fazîlet ve müjdeler vârid olmuştur.
Nitekim Hazreti Enes (Radıyallâhu Anh)dan şöyle rivâyet edilmiştir: “Bir kere Rasûlüllah (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)e: ‘Hangi sadaka daha üstündür?’ diye soruldu. Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem): ‘Ramazândaki sadakadır’ buyurdu.”[1]
Ramazân-ı Şerîf’te Cömertlik
Mâlî ibâdetlerin malı eksiltmeyip bilâkis bereketlendirerek artırdığı hakikati, Kur’ân-ı Kerîm’de ve hadîs-i şerîflerde açıkça belirtilen hususlardandır. Bu hikmetle, Dîn-i Mübîn-i İslâm daima cömertliği emretmiş, cimrilikten nehyetmiştir. En güzel hasletlerden biri olan cömertlik, Ramazân-ı Şerîfin bereketiyle daha özel bir anlam kazanır. Ramazân-ı Şerîfte cömertlik edenlerin methedilip cimrilik edenlerin zemmedildiğini ifade eden, Câbir ibni Yezîd (Radıyallâhu Anh)dan rivâyet edilen bir hadîs-i şerîfte Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: “(Ramazân-ı şerîf ayının) her gece(sinde) bir münadî: ‘Bir şey isteyen var mı ki, kendisine (o dileği) verilsin? Bağışlanmak isteyen var mı ki, mağfiret olunsun? Ey Allâh! (Senin yoluna) infâk edene (verdiğinin yerine kat kat) halef ver. Sıkan için de acele telef ver(; cimrilik edenin imkânlarını çabucak yok et)!’ diye nidâ eder.”[2]
Mânevî Ticaretin Kârı
Konuyla ilgili rivâyet edilen bir başka hadîs-i şerifte de Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle müjdelemiştir: “Allâh-u Azze ve Celle Ramazân ayının her gecesi: ‘Tevbe eden var mı, tevbesini kabul edeyim? Bağışlanma isteyen var mı, kendisini bağışlayayım? (Kendi yoluna verilen bir kuruşu bile) kaybetmeyen zengine ve haksızlık yapmayıp bolca veren bir Zât’a (zekât, fitre ve sadaka yoluyla) kim ödünç verecek?’ buyurur.”[3]
Konuyla ilgili bir başka rivâyette de şöyle gelmiştir: “Her kim o (ramazân-ı şerîf ayı)nda, çoluk-çocuk sahibi bir fakire bir sadaka bağışında bulunursa, Allâh-u Te’âlâ ona bir milyon hasene (sevap) yazar, bir milyon günahını siler ve kendisi için bir milyon derece yükseltir.”
İçerisinde bulunduğumuz rahmet günlerini ihyâ konusunda seferber olmalı, her gününü ibâdet ve tâat üzere geçirmeye gayret ettiğimiz gibi, mâlî ibâdetler konusunda da hassas davranarak Rabbimize (Celle Celâluhû) ilticâ etmeliyiz. Mevlâ Teâlâ bizleri; amelleri makbul ve duâları müstecâb kullar zümresine ilhâk eylesin!
Zekât ve Fitreleriniz İlim ve Yardımlaşma Yolunda Köprü Olsun!
Peygamberlerin sünnetinden olan ihtiyaç sahiplerine ikrâm ve yardımda bulunmaya yönelik infâk hasleti, varlıklı kimselerden ihtiyaç sahiplerine uzanan mânevî bir köprü vazifesi gören aşevleri ve sosyal yardım müesseseleri ile müşahhas bir hâle bürünmüş ve İslâm medeniyetinin yapıtaşlarından biri olarak günümüze kadar ulaşmıştır.
.
İsmailağa; ihtiyaç sahiplerinin, hastaların ve düşkünlerin kapısına ulaştırdığı iftar yemekleriyle ve düzenlediği kumanya organizasyonlarıyla, Mahmud Efendi Hazretlerimizin inşâ etmiş olduğu bu mânevî gönül köprüsünü muhafaza edip yaşatmaktadır. Hizmetlerimiz kapsamında zekât ve sadakalarınız, talebelere ve hakikî ihtiyaç sahiplerine hassasiyetle ulaştırılmaktadır. Sizler de bu hizmetlere ve hayra destek sağlayabilir ve bütün bu faaliyetlerden hâsıl olacak ecir ve mükâfata ortak olabilirsiniz.
.
Aşevi hizmetlerimiz, iftar dağıtımlarımız ve kumanya organizasyonumuz konusunda detaylı bilgi için tıklayınız..
İsmailağa Külliyemiz hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
.Arapça ve Hâfızlık Talebelerimizle ilgili detaylı bilgi için tıklayınız.
Dipnotlar
[1] Tirmizî, Zekât, 28.
[2] Ali el-Müttakî, Kenzü’l-Ummâl, No. 24288, 8/589.
[3] Beyhakî, Şu’abu’l-Îmân, No. 3421, 5/276-278.