Bizleri bir Reğâib gecesine daha ulaştıran Allah Te‘âlâ’ya nihâyetsiz hamd ve senâ olsun! En güzel örneğimiz olarak idrâk ve ihyâ şuurunu bizlere öğreten Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) efendimize, âl ve ashâbına salât ve selâm olsun!
Büyük fazîletlere sahip, mânevî ikrâm ve ihsân gecesi olan ve bizleri senede sadece bir kez şereflendiren Leyle-i Reğâib’in idrâk ve ihyâsında büyük ecir ve mükâfat vardır.
Bu mübârek gece her şeyden önce; Allah Te‘âlâ’nın kelâmı, Kur’ân-ı Kerîm’in kırâatiyle meşgul olunmalıdır. Akşam namazını müteakip okunması sünnet olan Haşr Sûresi’nin son âyetleriyle başlayan tilâvetlere devam edilmeli, yatsı namazını müteakip Bakara Sûresi’nin son âyetleri, Mülk sûresi ve sâir sûrelerin tilâvetiyle, okumalar vakit ve imkânlar nispetinde sürdürülmelidir.
Bu geceyi ihyâ gayesiyle zikre de devam edilmelidir. Tekbîr, tahmîd, tesbîh, takdîs ve tehlîl üzere bulunulmalı; salevât-ı şerîfe getirmeli ve salevât-ı şerîfelerden oluşan terkipler ziyadeleştirilmelidir.
Geceleri ihyânın temeli namazdır. Bir geceyi ihyânın en azı, yatsı ve sabah namazlarının cemaatle edâsıdır. Arada kalan vakit de yine -eğer varsa kaza namazları kılınarak ve- nâfile namazlarla ihyâ edilmelidir.
Duâlarda, insanlığın mücadele ettiği salgın hastalığın izâlesi, temel niyâzımız olmalıdır. Yurt içi ve yurt dışında vazifelerini sürdüren güvenlik güçlerimiz ve yeryüzünün muhtelif bölgelerinde zulüm altında bulunan kardeşlerimiz unutulmamalıdır. Geçmiş büyüklerimize duâ ettiğimiz gibi neslimize duâ etmek de bu gece ihmal edilmemelidir. Muhakkak ki en temel vazifelerimizden biri, Allah Te‘âlâ’ya rağbet eden nesiller yetiştirmektir.
Allah Te‘âlâ’nın seçip fazîletli kıldığı ve meleklerin “Reğâib” olarak tesmiye ettiği müstesna gecenin; âlem-i İslâm’ın huzûru, insanlığın âfet, musîbet ve salgın hastalıklardan muhafazasına, güvenlik güçlerimizin selâmet ve muzafferiyetine vesîle olmasını Cenâb-ı Hak’tan niyâz ederiz.