Kesmekaya İmamı olarak bilinen Ahmet Hamdi Ustaosmanoğlu Risale-i Kudsiyyenin çoğaltılmasını şöyle anlatıyor:
Efendi Hazretleri ile beraber olduğumuz zamanlarda Arapça eserlerin basılması, satılması, okutulması, dağıtılması yasaktı. Bir gün beni yanına çağırdı. “Efendibabanın damadı Nuri Efendi (v.1993)nin yanında olan Risale-i Kudsiyye’nin çoğaltılmasını istiyorum. İhvanlarımız bundan istifade etsinler.” dedi. Ben de o zamanlar iki buçuk sene Hattat Hacı Halim(Özyazıcı) (1898- 1964)‘den nesih dersleri almıştım.
Kitabı aldı getirdi. Ben de hocam Halim Efendiye götürdüm. Yaklaşık bir ay gibi kısa bir zamanda kitabın bir nüshasını yazdı. O yazdığı nüshayı çoğaltmak için bir sürü matbaacıyı ziyaret ettim. Korkularından basmaktan çekindiler. Baktım ki olmayacak. Yanıma ihvanlardan Hüseyin Akbay’ı aldım. Onun ekonomik durumu iyi idi. Hacca giden hacılarla beraber Suriye’ye gitmeye karar verdim. O dönemlerde Ulusoy karayoluyla hacı taşıyordu. Onlarla beraber Suriye’ye gittik. Suriye’de sorduk, soruşturduk. Kitabı bastırmak için matbaa aramaya koyulduk.
Sonra Mehmet Sakkal isminde birisini bulduk. Onunla anlaştık. Yirmi gün evinde kaldık. Kitaplarımızı bastı. Toplam dört bin adet kitabı bir tüccar arkadaşımızla anlaşarak Türkiye’ye gönderdik. Gönderdiğimiz tüccar iki bin kitabımıza el koydu. Yasak olduğu için mahkemeye de veremedik. Kitaplar Afyon’da bir kitapçının deposunda idi. Oradan İstanbul’a göndermekte zordu. Kimse sahip çıkmak istemiyordu. Başka bir arkadaş vasıtasıyla Ahmet Demir’in yanında olan kitapları İstanbul’a getirttik. Bir günde iki bin kitabı elden dağıttım, emanet olarak geri almak maksadıyla. Elimde bulundurmak tehlikeli idi.
Baskın olursa hepsi elden gidecekti. Aradan zaman geçince kitapları geri aldım ve ihvanların istifadelerine sunduk. Efendi hazretlerine durumu haber verdim. Bana: – “Bu kitaplardan okuyan ihvanların aldıkları sevap kadar sevap ikinizin olacak” dedi. Bu ifade bizim çektiğimiz tüm sıkıntıların gitmesine sebep oldu. Daha sonra bu kitaplara küçük bir maliyet ekleyerek tekrar bastıralım dedim. “Hayır, işi ticarete dökmeyelim, Allah Celle Celâlühû bize rızık verir.” dedi. Daha sonra bu kitabı eline geçirenler bundan ve bu gibi eserlerden çok para kazandılar. Neticede muhabbet azaldı. Okuyan ve okutanların sayısı arttı sonuçta kalite azaldı.