3 Eylül gününün bizlere hatırlattığı en mühim hâdise hiç şüphesiz Bayram Ali Öztürk Hocamızın şehadet hâdisesidir. Bu vesileyle kendisini; davasına sadakati, sohbetleri ve açmış olduğu ufukla hatırlıyor; hayır, rahmet, minnet ve şükranla yâd ediyoruz. Bugün yâdımıza ve duâlarımıza, Hızır Ali Muradoğlu hocamızı da dâhil ediyoruz. Bayram Ali Öztürk hocamızın hayatı başta olmak üzere, kendisiyle ilgili birçok malûmatın yer aldığı arşivimize buradan ulaşabilirsiniz.
Bayram Ali hocamız ilkokul tahsilini Sakarya’da tamamlayıp, İmam-Hatip lisesini de dışarıdan okumuş ve mezun olmuştur. Mezun olduktan sonra Adapazarı Kuruçeşme köyünde vekil imamlık vazifesine başlar. Sonraki yıllarda evlenir ve 1973 yılında Erzurum Yüksek İslâm Enstitüsü’nü kazanır ve nihayet 1978 yılında Hadis-i Şerif ve Tefsir bölümünden mezun olarak buradan ayrılır.
Bayram Ali Hocamız ve Mektûbât-ı Rabbânî
Okullarda tefsir-hadis derslerinin dışında kendisi gene farklı ilim dallarında da kendini geliştirmiştir. Daha sonraları tasavvuf ilmine yönelmiş, büyük mutasavvıf İmâm-ı Rabbânî Hazretlerinin Mektûbât-ı Rabbânî isimli eserini okuyup çok istifade etmiştir. Bu kitapla çok haşır neşir olmuş ve ilerleyen zamanlarda “Mektûbatçı Bayram Hoca” olarak anılmaya başlamıştı.
Bayram Ali Hocamızın İstifade Ettiği Hoca Efendiler
Okul yıllarında ve sonrasında ilim tahsil ettiği hocaları şunlardır: Ahmet Vanlıoğlu, Rûhi Özcan, Sadrettin Yüksel, Halil Gönenç, Mehmet Savaş, Mehmet Tavaslıoğlu, Tayyip Okiç gibi değerli hoca efendiler ve gözünün nuru, mürşidimiz Mahmud Efendi Hazrelerimizdir.
Üniversiteden sonra Mürşidimiz Mahmud Efendi Hazretlerimizin davetiyle İstanbul’a yerleşmiş ve sil baştan medrese ilimlerini başa dönüp tekrar okumuştur. Sonra İsmailağa Camii avlusunda bulunan Şeyhülislâm Mehmed Esad Efendi Medresesi’nde (Taşmedrese) dersler verir, camide ise İmâm-ı Rabbânî Hazretlerinin Mektûbât isimli eserinden cemaate dersler yapardı.
Kitaplara Olan Muhabbeti
Hoca efendinin kütüphânesi arşiv şeklinde bölüm bölüm idi; hadis-i şerif kitapları, fıkıh kitapları, tefsir kitapları gibi güzel bir şekilde tertip edilmiş durumdaydı. Ayrıca kütüphâne, İslâmî meselelerde araştırma yapmak isteyen hoca ve öğrencilerin müracaat kaynağı niteliğindeydi. Üniversitelerden hocaların da gelip bu değerli kütüphaneden istifâde ettikleri olurdu. Bayram hocamız kitapların neşredilme tarihi ve hangi yayın evinin bastığına dair konulara etraflıca hâkimdi. İslâmî herhangi bir meseleden bahsettiği zaman kitabın ismini ve sayfasını da verirdi. Kitaplara karşı son derece sevgi ve hürmetli davranır, eline kitabı alıp, “Kitaplara gelin çeyizi gibi davranın’’ derdi.
Hoca efendi kitap isimlerine çok hâkim ve okuduğu kitabı ilk okumada 3/4’ünü ikinci okumada ise kitabın tamamını nakledebilecek kadar kuvvetli hâfıza ve yeteneğe sahipti. Aynısından iki adet olması durumunda kitaplarını hediye etmekten de hoşlanırdı.
Allah Te‘âlâ ümmet-i Muhammed içerisinden böyle âlimler çıkararak istifade edebilmeyi cümlemize nasib eylesin!