Rasulullah (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) ehli sünnet vel cemaat itikadı üzere idi. Ashabı da aynıydı. O bahsedilen taife Rasulullah’ın (Aleyhisselâm) ve sahabesinin inandığı ve amel ettiği gibi olanlardır. Bu taifede Efendinin (Kuddise Sirruhû) cemaatini görüyorum. Onun için mensup bulunduğumuz dine sahip çıkalım. Yoksa Allâh’ın (Celle Celâlühû) dinine hainlik etmiş oluruz. Hem Allâh (Celle Celâlühû) hem de Rasulullah’a (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) hıyanetlik etmeyelim, ben yapamıyorum ama doğru olan odur dersen o da bir kemâldir. Allâh (Celle Celâlühû) dinde yenilik istemiyor. Eğer isteseydi Rasulullah’ı (Aleyhisselâm) son peygamber olarak göndermezdi. Uymayalım nefsimize kardeşler, bu ümmet Rasulullah’ın (Aleyhisselâm) buyurduğu gibi 73 fırkaya ayrılacak. Şimdiki birtakım insanların sınırladığı gibi. Nurcular, Mahmutçular, İskenderciler vs. bunlar değil. Bunlar fırka değil. Kastedilenler bozuk itikatları olanlardır. Bunlar sadece belki amelleri gevşek, kimi ciddidir. Şimdi size fırkaları okuyacağım:
8 ana sınıf vardır: Musa (Aleyhisselâm) 70 veya 71 fırka olacak oldu. İsa (Aleyhisselâm) 71 veya 72 fırka oldu. Bir fırka kurulacak, oda oldu. Benim ümmetim de 72 ve 73 fırka olacak biri kurtulacak. Onlar benim ve ashabımın itikadı üzeri olanlardır. 72 tanesi ise fırka-i dalledir. Hak yoldan sapmışlardır.
- Mutezile: Kendi arasında 20 şubedir.
- Şia: 22 şubeye ayrılmıştır.
- Havariç: 20 şubeye ayrılmıştır.
- Murcie: 5 şubeye ayrılmıştır.
- Neccariye: 3 şubeye ayrılmıştır.
- Cebriye: 1 şubedir.
- Müşebbihe: 1 şubedir.
- Naciye: 1 şubedir.
73 fırkanın 72 bölümü yanlış itikattadır, bunların itikatları kitaplarda anlatılmıştır. Ömer Nasuhi Bilmen’in tevhit kitabında bilgi var. Bunlar hep kâfir midir? Bu işte yanılıyoruz. Bunlar hep kâfir midir? İşte bu işte bunda yanılıyoruz. Bunlar Rsulullah’ın (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) hadislerinin zahirine değişik mana vermişler. Bu 72 fırka cehenneme uğrayacaklar ama iman kurtaranlar var. Tam kâfir olanlar da var. Yani fırkayı dalleye kâfir dersen olmaz. Efendimizden sonra gelen ümmetler Rasulullah’ın (Aleyhisselâm) ümmetidir. Bunlar ikiye ayrılır:
- Ümmeti Davet: Kâfirler. Davet olunmuşlar fakat icabet etmemişler.
- Ümmeti İcabet: İnanmışlar sonradan işi bozmuşlar. 73 fırkaya ayrılmışlar.
Kur’ân ayetleri de ikiye ayrılır:
- Ahkem Ayetler
- Müteşabih Ayetler: Müteşabih ayetler birkaç manaya gelir, eğer bunlara mana verilecek olursa zahir ayetlere göre mana vermek gerek. Şu kürsüden sizin dinlediğiniz gibi ben de Efendiyi (Kuddise Sirruhû) 1961’den beri dinliyorum. Bu kürsüye herkes düşman. Çünkü bu kürsü saf, tertemiz şer’i şerifi muhafaza edelim. Ahkam ayetleri farzı, vacibi, sünneti, müstehabı, haramı vs. bildirirler. Müteşabih ayetlerine mana verilmek istenirse ahkam ayetleri ile mana verilir.
Mesela Taha Suresi ayet 5: اَلرَّحْمٰنُ عَلَى الْعَرْشِ اسْتَوٰى ‘‘Rahman arş üzerine istifa istiva etti.’’[1] Bu ayetlere Selefi Salih’in mana vermedi, çünkü fitne-fesat yoktu. Sonraki devirlerde yanlış mana verip İslâm’a fitne sokmak istediler. O zaman islâm alimleri ahkam ayetlerine göre tefsir ettiler.
İstiva üç manaya gelir:
- Kudret manasına,
- İstila manasına,
- Oturmak manasına gelir.
Eğer biz bu ayete oturdu manası verirsek yanlış ederiz. Önümüze muhkem ayet çıkıyor, ‘‘onun gibi hiçbir şey yoktur.’’ Yani Mevla Teâlâ hiçbir şeye benzemez. Peki, Allâh-u Teâlâ’ya arşın üzerine oturdu manasına versek Allâh’ı (Celle Celâlühû) padişah gibi etmiş oluyoruz ki ahkam ayetine ters düşmüş oluyor. İşte Fırka-i Dalle bu ayetlere Efendimiz’in (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) vermediği manaları vererek sapıtmışlar. Güya bunların içinde içtihat etmiş olanlar var. Ellerinde tevil olma bakımından kâfir olmuyorlar. Kâfir sözünü herkes ağzına almasın. Bir Müslümana bir kişi kâfir derse eğer o kâfir değilse söyleyen kâfir olur. Neüzübillah fakat münafık dersin. Kâfir olduğuna kuvvetli delilin yoksa kâfir olmaz, kendin kâfir olursun. Rasulullah’ın (Aleyhisselâm) yoluna muhalefet etmeyin. Onun yolunu takip sünnettir.
Dipnotlar
[1] Tâhâ Suresi, 5.