Evlerde toplantılar yaptığımız zaman doğru sözler söylemiyoruz, eğri sözler konuşuyoruz. Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: “Üzerine güneş doğan şeylerin içinde bana en sevgilisi “Sübhanallah” dememdir. Bizde bu Sübhanallah’ı her zaman diyebiliriz. Efendimiz (Sallâllâhu Teâlâ Aleyhi ve Sellem) hususi olarak kadınlara da tesbih çekmelerini emretti. Bu tesbih çekilen parmaklarda ahirette konuşacaklar.
Efendimiz (Sallâllâhu Teâlâ Aleyhi ve Sellem)e bir hanım geldi ve “Ya Rasûlallah! Siz bize her namazdan sonra 33 kere Sübhanallah, 33 kere Elhamdulillah, 33 kere Allahu Ekber dememizi emrettiniz. Ama ben sayılarını karıştırıyorum. Sayıyı muhafaza etmek için hurma çekirdeklerini kullanabilir miyim?” dedi. Efendimiz (Sallâllâhu Teâlâ Aleyhi ve Sellem)de müsaade etti. Adedi muhafaza etmek için teşbih kullanmak müstehaptır. Zira teşbih zihindeki düşünceyi kaldırıyor. Lütfen Şer-i Şerifimizi bilelim. Tesbih bir bidat diyorlar. Tesbih bir bidat olmaz. Tesbih bidattır diyen, tarikata da bidattir diyor. Tarikata bidattır diyen, ihlası kazanmakta bidattır demiş diyor.
Şuayıp (Aleyhisselâm)
Bu günah işleyen ellere kefaret lazımdır. Onun kefareti de tevbe edip, daha yapmamak ve o ellerle çekilen tesbihlerdir. Allah (Celle Celâluhû) o elleride nerede kullanacağımızı tayin etti. Sen bilmeden gittin fırıncının küreği gibi uzattın elini niye? Hatırı kırılacak diye. Ama Allah (Celle Celâluhû)nun hatrını kırdın. Bak Yusuf (Aleyhisselâm), Züleyha valideyi reddetti. Kurân’da onu methediyor. Kurân’da methedilenlerden birileride Şuayip (Aleyhisselâm)ın kızlarıdır.
Musa (Aleyhisselâm), Şuayip (Aleyhisselam)ın kızlarını kenarda beklerken gördü ve neden beklediklerini sordu. Onlarda, “Erkekler var onun için biz çeşmeye yaklaşamıyoruz. Koyunlarımızı sulamak için erkekler gindince sulayacağız. Onu bekliyoruz.” dediler. Onun yerine bizim hanımlar olsaydı çoktan erkeklerin önüne atlardı. Musa (Aleyhisselâm) onları öyle görünce, bir kapalı kuyunun ağzındaki büyük taşı kaldırıp onların koyunlarını suladı.
Haya ile Yürümek
O gün kızlar evlerine erken döndüler. Kızlarının erken döndüğünü gören Şuayıp (Aleyhisselâm) onlara dedi ki: “Bugün neden erken geldiniz? Yoksa erkeklerin önüne mi geçtiniz?” Onlarda erkeklerin önüne geçmeyip, ağaç altında oturan bir delikanlının koyunlarını suladığını anlattılar. Şuayıp (Aleyhisselâm) kızlarından birini o genci ücretlendirmek için çağırsın diye gönderdi. Kızda Musa (Aleyhisselâm)ı çağırmak için geldi. Allah (Celle Celâluhû) Kasas suresinde kızın gelişini anlatırken buyuruyor ki: “O haya üzerine yürüyordu. ”[1] Allah Teâlâ orada murakıb (gözetici) idi.
Allah Teâlâ acaba bizim yürüyüşlerimizi anlatsa nasıl anlatırdı? Eskiden kadınlar yolda yürürken duvara yapışırlar, hatta bir erkek gelse yere çökerlermiş ki, o erkek onun boynunu vesair tanımasın diye. Biz bir erkek geçse öne geçmek için atlarız. Onların hepsi gözetiliyor. Allah Kuran’da önce erkekleri sonrada hanımları zikrediyor. Allah nasıl sıraya koymuşsa sizde öyle muamele edin. Şuayıp (Aleyhisselâm)ın kızı şımarıkta yürüyebilirdi ama haya üzeri yürüdü ve Kurân’da methedilmeye layık oldu. Eskiden yolun güzel yerinden Müslüman gider, kötü yerinden kafir giderdi. Şimdi ise bir turist geldiğinde en iyi yerleri onlara verip gösteriyorlar.
Dipnotlar
[1] Kasas Suresi 25