Üç aylar, kişinin ahiret yatırımlarını katlayarak arttırdığı, Allâh’ın kullarına kurtuluş reçetesi kıldığı müstesna aylardır. Her yıl kapımızı çalıp misafirimiz olan üç ayları geride bırakırken, mübarek kandil gecelerimizde aldığımız feyzi, Leyle-i Kadirde mânevî dünyamızı süsleyen ibadetleri, kurduğumuz iftar ve sahur sofralarını ve ruhumuzda bambaşka ufuklar açan üç ayları bir sonraki sene ulaşıp tekrar yaşayabileceğimiz hakkında elimizde hiçbir bilgi yoktur. Bu sebeple kişi “Her geleni Hızır, her geceyi Kadir bil” vecizesini yılın tüm aylarında uygulamalıdır. Sadece üç aylarda ibadetlerde yoğunluk gösterilip sonraki aylarda Kur’ân-ı Kerim okunmaması, sünnete uygun davranış sergilenmemesi ve farzlarda gevşeklik gösterilmesi samimi bir davranış olmayacaktır.
Ramazân-ı Şerif Bütün Yılı Etkilemeli
Üç aylarda özellikle Ramazân-ı Şerifte yakaladığımız mânevî atmosferi canlı tutarak âhiret hazırlığına bütün yıl aynı şekilde devam etmeliyiz. Bir sonraki sene üç ayların gelişini ve Ramazân-ı Şerif’in gelmesini bekleyişimiz kuru kuruya olmamalıdır. Aksine üç aylarda yaptığımız ibadetlerimizi yılın diğer aylarında da devam ettirme gayretini sürdürmeliyiz. Sadaka vermeyi, nafile namaz kılmayı, zaman zaman oruç tutmayı, insanlara yardım etmeyi senenin diğer aylarında da aynı özveri ile yapmalıyız. Böylelikle bir sonraki üç ayların manevi iklimine aynı halet-i ruhiye ile erişmiş oluruz.
Şevvâl Ayında 6 Gün Oruç
Üç aylarda yapılan faziletli ibadetlerin ardından bizleri karşılayan diğer faziletli amel şevvâl ayında altı gün oruç tutmaktır. Bir ay boyunca oruç ibadetini yerine getirip alışan Müslümanlar şevvâl ayında da altı gün oruç tutup senenin hepsini oruçlu geçirmiş müjdesine nail olurlar. Çünkü Resûl-i Ekrem (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz konu ile ilgili şöyle buyurmuştur,
“مَنْ صَامَ سِتَّةَ أَيَّامٍ بَعْدَ الْفِطْرِ كَانَ تَمَامَ السَّنَةِ: مَنْ جَاءَ بِالْحَسَنَةِ فَلَهُ عَشْرُ أَمْثَالِهَا”
“Kim, Ramazan (orucunu tutar ve) bayramdan sonra altı gün oruç tutarsa, onun tutmuş olduğu oruç, senenin tamamının orucu olmuş olur. Her kim hayırlı bir iş ile gelirse (bir iyilik işlerse) kendisine onun (yapmış olduğu iyiliğin) on misli sevap verilir.”[1] Ümmetine böyle kazançlı bir müjde veren sevgililer sevgilisi Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) Efendimizin şevvâl orucu tavsiyesinin bir faydası da tuttuğumuz farz oruçlarda noksanlık ve kusur olması durumunda bu kusurların telâfi edilmesidir. Nitekim yapılan nâfile ibâdetlerin kıyamet günü noksan yapılmış farz ibâdetleri tamamlaması söz konusudur. Bu vesileyle bizlerde şevvâl ayı orucumuzu Allâh Teâlâ’nın rızası ve ihlasla tutarsak bir yıl değil belki binlerce yıl oruçlu gibi sevap alırız.
Şevval Orucunun Hükmü Nedir?
Ramazân-ı Şerif’ten sonra Şevval ayında altı gün oruç tutmak müstehaptır. Bu ayda tutulan nafile oruç Ramazân’da tutulmayan oruçların yerine geçmez; yani Ramazân’da tutulmayan oruçların ayrıca kaza edilmesi farzdır. Bir oruçta hem kaza hem de nafile yerine niyet edilmesi geçerli olmadığından Şevvâl ayında tutulan oruçta da bunlardan yalnız birine niyet etmek gerekir. Şevvâl ayında oruç tutulurken, Ramazân’da tutulamayan oruçların kazasına niyet edilirse bu oruçlar kaza orucu olur. Şevvâl ayında nafile niyeti ile tutulacak oruç, peş peşe tutulabileceği gibi ara verilerek de tutulabilir.
Dipnotlar
[1] İbni Mâce, Sıyâm, 33.