Cevap: Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: “Herkim Ramazanı tutar ve peşi sıra buna Şevval’den de altı günü eklerse senenin tamamını oruçlu geçirmiş gibi olur.”[1] Bu hadis-i şerif ve yine bu ayda oruç tutulmasının fedailini ifade eden bir takım hadisler[2] den hareketle Malikiler, Hanbeliler, Şafiilerin cumhuru ve Hanefilerin müteahhirleri (sonra gelenleri) bu orucun sünnet olduğuna kail olmuşlardır. İmam Ebu Hanife’den mekruh olduğuna yönelik nakiller varsa da bu daha sonraki fakihler tarafından farklı manalara yorulmuştur. Mesela Merğinani’ye göre Ebu Hanife’nin bu orucu mekruh sayması oruç tutan kişinin tuttuğu bu orucu Ramazan gibi farz telakki etmesi durumundadır. Bu durumda kişi bu hareketiyle Hristiyanlara benzemiş olacaktır. Ancak bu mahzur bu gün itibarıyla artık kalmadığı için günümüzde Ebu Hanife adına böyle bir kerahetten bahsedilemez.
Kasani’ye göre İmam Ebu Hanife’nin bu orucu mekruh sayması işin içine bayram gününün de dâhil edilmesi durumundadır. Eğer kişi bayram gününde oruç tutmayıp Şevval’in sonraki günlerinde altı gün tutacak olursa bu mekruh sayılamayacaktır.[3]
[1] Müslim, Sıyam, No: 1164, Humeydi, Müsned, No: 380 ve başkaları farklı lafızlarla…
[2] Bu hadislerin bir kaçı için bkz. Beyhaki, Fedailu’l-Evkat, Daru’l-kütübi’l-ilmiyye, Beyrut-Lübnan, s. 87
[3] el-Mevsuatu’l-Fıkhiyye, Daru’s-safve, 1993, B.I, XXVIII/92