Vefâtının sene-i devriyesi olan 17 Şubat tarihi vesilesiyle, Kafkasya cihâdının rehberlerinden Şeyh Şâmil’i mücadelesi ve şahsiyetiyle hatırlıyor, hayırla ve minnetle yâd ediyoruz. Hayatı hakkında detaylı malûmata buradan ulaşabilirsiniz…
Şeyh Şâmil 1797 (H.1212) senesinde Dağıstan’ın Gimri köyünde doğdu. Küçük yaşından itibaren ilim tahsil etti. Bağdat’a gidip Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî Hazretlerinden ders aldı. Hocası onu irşâd için Kafkasya’ya gönderdi. Gazi Muhammed’in şehâdetinin ardından Çeçenlerin başına geçip yıllarca Rus kâfirleriyle cihâd etti.
Şeyh Şâmil ve Tasavvuf
Şeyh Şâmil, Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî (Kuddise Sirruhû) Hazretlerinden ve ilk mürşidi Şeyh Cemaleddin Gazi Kumûkî (Kuddise Sirruhû)dan almış olduğu mânevî terbiye ile Nakşibendî hulefâsından olmakla şereflendi. Günümüzde kendilerini selefe nispet ederek sûfîleri cihâddan geri durma iddiasıyla eleştiren sözde selefîlerin bu iddialarının karşısına da, en başta Şeyh Şâmil ve bu cihâdı onun vefâtından sonra da aynı şekilde sürdürmüş olan Nakşibendî ve Kâdirî büyüklerinin destansı mücadelesi dikilir.
İstanbul Günleri
Cihâdı esnasında büyük kahramanlıklar gösteren Şeyh Şâmil, on yıllık esaretin ardından Hac için sefere çıktı ve bir süre İstanbul’da konakladı. Sultan Abdülaziz’in misafiri oldu. Sultan: “Şamil, bunca imkânsızlıklarla, kendi başına 25 yıl kâfirlerle nasıl çarpıştın? Bütün savaşlara katılıyor muydun? Yoksa bu zaferler senin kumanda kabiliyetin yüzünden mi oldu?” diye sordu. Şeyh Şâmil oturduğu yerden kalkarak Kafkas kıyafetini çıkardı. Padişah, Şeyh Şâmil’in göğsünde ve sırtında 40′tan fazla ölümcül yara izi olduğunu görünce gözyaşlarına boğuldu. Padişah, Şeyh Şamil’in ellerini tutarak kendisine tahtı işaret etti ve: “Bugün burada oturmaya lâyık biri varsa bu ancak sensin!” diyerek şanlı mücahidin gönlünü almaya çalıştı.
Cennetü’l-Baki‘de Medfûn Bir Mücâhid
İstanbul’da konakladığı sürenin ardından seferine devam edip de Mekke-i Mükerreme’ye vâsıl olduğunda, hacıların kendisini görebilmesi için Kâbe-i Muazzama’nın üzerine çıkartıldı. Daha sonra Peygamber Efendimiz (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem)i ziyaret için Medîne-i Münevvere’ye intikâl eden Şeyh Şâmil, 1871 ‘de bu mukaddes şehirde vefât etti ve Cennetü’l- Baki‘ kabristanına defnedildi. Mevlâ Te‘âlâ, makamını âlî eylesin!