Vefatının sene-i devriyesi olan 8 Ağustos tarihi vesilesiyle, İsmailağa Camii’nin bânîsi Şeyhülislâm Ebûishak İsmail Efendi (Rahmetullâhi Aleyh)i rahmet ve minnetle hatırlıyor, hayırla yâd ediyoruz.
İlim ve fazîlet sahibi, hak ve hukuka düşkün büyük bir ilim ve devlet adamı olan Ebûishak İsmail Efendi, Osmanlı devrinin 56. Şeyhülislâmıdır. Pek çok ilim ve devlet adamı yetiştirmiş olan mühim bir ailenin mensubudur. Büyük oğlu İshâk Efendiye nispetle; ‘’Ebû İshâk’’ künyesiyle meşhur olmuştur.
İsmailağa Camii’nin Bânîsi
Şeyhülislâm Ebûishak İsmail Efendi, Fatih Çarşamba’da dünyaya geldi. İyi bir eğitim alarak yetişti ve Osmanlı devrinde önemli vazifeler îfâ etti. Doğduğu evin yerine Kâbe-i Muazzama ölçülerinde bir cami yaptırdı ve inşa edilen bu cami, kitabesine; “Şeyhülislâm İsmail Efendi Camii” olarak kaydedildi.
İsmailağa Camii, Şeyhülislâm Ebûishak İsmail Efendi’nin oğlu Şeyhülislâm Esad Efendinin yaptırmış olduğu medrese ile birlikte varlığını önemli bir ilim merkezi olarak Cumhuriyet dönemine kadar korudu. Cumhuriyet döneminin ilk yıllarında metruk bir vaziyete bürünen ve bakırcıların meskeni hâline gelen cami-i şerif, Ali Haydar Ahıshavî Hazretlerinin oğlu Şerif ağabeyin görmüş olduğu bir rüya üzerine tamir edilerek yeniden ibadete açıldı.
Ali Haydar Ahıshavî Hazretleri, halifesi Mahmud Efendi Hazretlerini İsmailağa Camii’nde vazifelendirdi ve o günlerde başlayan faaliyet ve hizmetler cami-i şerifi merkeze alan müştemilât vasıtasıyla bugünlere taşındı.
Osmanlı Devrinde Îfâ Ettiği Vazifeler
Şeyhülislâm Ebûishak İsmail Efendi, Kara Kadri Efendi’nin yanında başladığı vazifesini, muhtelif yerel medreselerde müderrisliğin yanı sıra; mektupçuluk, tezkirecilik ve kassamlık yaparak sürdürdü. Câfer Paşa, Abdullah Ağa, Şah Hûban, Sinan Paşa, Hayreddin Paşa, Sahn-ı Semân, Kılıç Ali Paşa, Mahhmûd Paşa, İsmihan Sultan, Ebû Eyyûb el-Ensârî ve Galata medreseleri gibi üst düzey medreselerde müderrislik ve baş müderrislik vazifelerini îfâ ettikten sonra, Süleymaniye Dârülhadîsi müderrisliğine yükselmekle reîsü’l-müderrisîn makamına nâil oldu.
Hayatının bundan sonraki kesiti, şerefli kadılık vazifesiyle devam etti ve sırasıyla; Halep, Kâhire, Bolu, Edincik, Bursa, Mısır, Mekke ve İstanbul kadılığı gibi önemli görevlerde bulundu. Daha sonra, Anadolu ve Rumeli kazaskerliği gibi üst düzey devlet vazifelerini îfâ etti. Fetvâ makamına yükselen Şeyhülislâm Ebûishak İsmail Efendi, Sultan 3. Ahmed devrinde Şeyhülislâmlık makamında bulundu.
Vefâtı ve İsmailağa Camii Haziresi
Ebûishak İsmail Efendi, Şeyhülislâmlık makamından ayrıldıktan sonra Bebek ile Rumelihisarı arasında bir mevkide bulunduğu belirtilen ikametgâhında vefat etti. İsmailağa Camii’nin avlusunda kalan ve evinin doğduğu hücresine tekabül eden noktaya defnedildi. Onun vefatının ardından hazireye ilmî alanda ve yönetim alanında önemli vazifelerde bulunmuş olan pek çok zât defnedildi. Burası böylece mühim bir hazireye dönüştü.
Mürşidimiz Mahmud Efendi Hazretleri, Şeyhülislâm Ebûishak İsmail Efendi’nin fazîletini sohbetlerinde özellikle vurgulamış ve şöyle buyurmuştur: “Buradan geçerken Şeyhülislâm İsmail Efendi’ye Fatiha okumayı ihmal etmeyin. Diyânet reisi idi, Mekke’de kadılık (hâkimlik) yapmıştır. Bu (İsmailağa) câmiinin yapımında, ayrı bil hâl vardır.”
Eserleri
Şeyhülislâm Ebûishak İsmail Efendi, iyi bir şairdi. Şiirlerini ‘’Naîm’’ mahlasıyla yazardı. Vefat ettiğinde ardında, şiirlerinin toplandığı bir divan bıraktı. Fetvalarını topladığı bir başka eseri daha bulunmaktadır. Mevlâ Te‘âlâ rahmet eylesin.