Rahmetin ve hikmetin sahibi olan Allah Teâlâ’ya hamdolsun ki, Gazze’de yaklaşık beş yüz gündür süren zulüm ateşkese ermiştir. Bu müjde, mazlum gönüller için bir nefes, duâların kabulüne bir işarettir.
Zâlim işgalcilerin bölgeden defi, Gazze ve diğer şehirlerdeki kardeşlerimizin ikametlerine dönüşü, esirlerin hürriyeti, hastaların uygun şartlarda tedavisi, barınma koşullarının sağlanması ve insanî yardımların kısıtlanmaksızın daimî olarak sürdürülmesine imkân veren gelişmeler memnuniyet vericidir. İnanıyoruz ki tüm mü’minler, kardeşlerimizin yanında yer alacak ve yaraların en kısa zamanda sarılabilmesi için topyekûn seferber olacaklardır.
Gazze ve Bölgeye Yönelik Yardımlarımız Devam Etti
İsmailağa olarak, yurt dışı hizmet birimimiz İDDEF iş birliğiyle bölgedeye yönelik insanî yardımın sürekliliği için yürüttüğümüz çalışmalar aralıksız devam etti. Özellikle kış mevsiminde hayati önem taşıyan barınma ihtiyacını karşılamak amacıyla gerçekleştirdiğimiz çadır yardımları, bölgedeki Müslüman kardeşlerimiz için sıcak bir yuva ve güvenli bir sığınak sağlamaya yönelik önemli bir adım oldu. Bunun yanı sıra, günlük ekmek yardımlarıyla da kardeşlerimizin temel gıda ihtiyaçlarını karşılamaya gayret ettik.
Gazze âcil insanî yardımlarımız hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
Çadır yardımlarımız hakkında detaylı bilgi için lütfen tıklayınız.
Kardeşlerimizin Yanında Olmaya Devam Edeceğiz
Şimdi yaraları sarma ve dayanışma zamanı. Zor günlerden geçen kardeşlerimizin acılarını hafifletmek ve ihtiyaçlarını karşılamak için yardım ve desteklerimizi, ihtiyaçlara göre çeşitlendirerek sürdüreceğiz. Hayır sahiplerinin duâ ve destekleriyle, birlik-beraberlik içerisinde bu zorlu süreçleri geride bırakacağımıza inanıyoruz.
Kısıtlı imkânlar içerisinde insanüstü gayretle destansı bir cihâd örneği gösteren mücahid kardeşlerimizi tebrîk ediyor, tüm şehidlerimize yüksek makamlar diliyoruz. Nihâî olarak zalimlerin emellerini yerle yeksân etmesini, Mescid-i Aksâ’yı hürriyetine kavuşturup Kudüs’ü İslâm şehri kılmasını, Gazze ve çevresiyle beraber tüm mazlûm coğrafyaları huzûr ve sükûna kavuşturmasını Cenâb-ı Hak’tan niyâz ediyoruz.