Cevap: Kurban, zamanında edâ edilmediğinde vaktin çıkmasıyla hitap ortadan kalkmaz, kaza edilir. İbadetin dinen belirlenen vaktinde yerine getirilmesine “edâ”, birinci ifadaki eksiklik sebebiyle vakti içinde yapılan ikinci tam ifaya “iâde” denir. İbadetin belirlenen vaktin dışında başka bir zamanda yerine getirilmesine ise kazâ adı verilir.
Kurbanın rüknü kan akıtmaktır. Bu yüzden vaktinde edâ edilmeyen vacip bir kurbanın kazası, ibadetin makûl olmayan misliyle yani hayvanın aynını veya kıymetini tasadduk etmekle gerçekleşir. Kurbanın kesilerek edâ edilmesi, belirli vakitte olması şartına bağlıdır. Vakit çıktıktan sonra kurbanın kazası, hayvanın kesimiyle yapılamaz. Bu durumda hayvanı kesme yükümlülüğü sadaka vermeye intikal eder. Bu da ya canlı olarak hayvanın kendisinin ya da kıymetinin verilmesiyle gerçekleşir[1]
Bayram günlerinde kesilmek üzere adanmış bir kurban, bayram günlerinde kesilmezse, sahibinin zengin veya fakir olması fark etmeksizin fakirlere tasadduk edilmesi gerekir. Muayyen hayvanı nezreden kimse Bayramın ilk üç gününde adağını kesmez ve vakit geçerse adanmış şeyin aynını tasadduk eder.
Fakir veya zengin kişi belirli bir hayvanı kurban etmek üzere tayin edip “Allah rızası için şu hayvanı kurban etmek üzerime borç olsun” diyerek üzerine vacip kılar veya fakir bir kişi kurban etme niyetiyle bir davar satın alır ancak kurban kesim günlerinde kesmez ve vakit de çıkarsa kurbanı o haliyle yani canlı olarak tasadduk etmesi gerekir. Fakat vakti içinde kurbanını kesmeyen kişi, zengin birisi olur ve kurban olarak keseceği hayvanı tayin etmek suretiyle de üzerine vacip kılmamışsa hayvanı satın almış veya almamış olduğuna bakılmaksızın bir koyunun kıymetini tasadduk eder[2]. Çünkü zengin kişi, hayvanı satın alsa da almasa da, belirlese de belirlemese de her halükarda kendisine kurban vaciptir. Fakir ise kurban niyetiyle satın alınca ona vacip olur. Böyle bir niyet olmaksızın hayvanı satın almış fakir, kurban günlerinde kesmezse hayvanı tasadduk etmesi vacip değildir.
Zengin Kimse
Zengin kimse kurban almadan bayramı geçirse, bedelini tasadduk etmesi gerekir. Kurban satın alındıktan sonra kesmeden vakit çıkacak olsa o haliyle tasadduk edilir veya kıymeti sadaka olarak verilir. Ertesi seneye bırakılmaz. Bir kimse kurban bayramında kesmek niyetiyle aldığı hayvanı kesmeyip kurban günleri geçerse bakarız; zenginse dilerse aynını, dilerse kıymetini; fakirse aynını yani diri haldeki kurbanlığı tasadduk eder. Kan akıtmak, artık tasadduka dönüşür.
Zengin kimse, kurbanlık hayvanı satın aldıysa, onu canlı veya bedel olarak, satın almadıysa, bedel olarak tasadduk eder. Hayvanın hiçbir şeyinden faydalanamaz, etinden yiyemez. Bununla birlikte, kurbanlık kesilirse, aynı hükümlere uyularak, yemeden ve noksanlık getirmeden tasadduk edilir, bunlara uyulmazsa değerleri ödenir. Muhammed Emin ibn Âbidîn, Reddu’l-Muhtâr isimli eserinde şöyle der: Böyle bir kurbanı kesip sadaka olarak verirse kesilmiş haldeki değeri, kesilmemiş halindeki değerinden ne kadar düşükse ayrıca o değeri de sadaka olarak vermesi gerekir.[3]
Fakir kimse ise, kurbanı canlı olarak tasadduk etmek zorundadır, ondan hiçbir şekilde faydalanamaz.
Dipnotlar
[1] Alâuddin Ebû Bekr el-Kâsânî, Bedâyiu’s-Sanâyi fî Tertibi’ş-Şerâi’
[2]Bâbertî, el-İnâye, 9/ 513
[3] Muhammed Emin ibn Âbidîn, Reddu’l-Muhtâr 9/389