Cevap: Kurban kesmekle mükellef olmak için İmam Ebû Hanîfe ve İmam Ebû Yusuf’a (Allah onlara rahmet etsin) göre; akıllı ve buluğ çağına ermiş olmak şart değildir. Bundan dolayı zengin olan çocuğun veya delinin malından velisinin kurban kesmesi gerekir. Bu çocuk veya deli bu kurbanın etinden yer, geri kalanı da elbise gibi bizzat kendisinden istifade edecekleri bir şey ile değiştirilir.40
Fakat İmam Züfer ve İmam Muhammed (Allah onlara rahmet etsin)’e göre akıl ve buluğ çağına ermiş olmak şarttır. Bu sebeple çocukların ve delilerin mallarından kurban kesilmesi vacip olmaz. Fetva verilen görüş de budur. Velileri kesecek olsalar, parasını öderler. Şu kadar var ki, bir kimsenin kendi malından çocuğu namına kurban kesmesi menduptur.
Yükümlülük şartlarını taşıyan herkesin ayrı ayrı kurban kesmesi vaciptir. Buna göre, şer ’an zengin akıllı ve buluğa ermiş Müslüman üzerine, ancak kendi nefsi için senede bir kere kurban kesmek vaciptir. Babanın, kendi malından küçük çocuğu için kurban kesmesi ise vacip değildir. Hasan b. Ziyâd, İmam Ebû Hanîfe (Allah onlara rahmet etsin)’den aksine dair bir rivayette bulunmuşsa da bu, İmam Ebû Hanîfe (Allah ona rahmet etsin)’den nakledilen ve fetvaya esas kabul edilen temel görüşe aykırıdır. Çünkü kurban kesmenin sırf ibadet olduğu ve başkası sebebiyle yüklenilmeye imkân vermeyeceği kabul edilmiştir. Hanefî mezhebinin bu konudaki görüşü, zâhirü’r-rivaye’ye göre olup, zengin sayılmayan küçük çocukları için kurban kesmek babası veya velîsi üzerine vacip değildir.
El-Fetâvâ’l-Hindiyye’de kişi, buluğa ermiş oğlu ve karısının kurbanlarını, onların izni olmadan kesemez” şeklindedir42.
Hanefî fakihlerinden el-Kudûrî ve el-Merğînânî ise, babaya küçük çocuklar için de kurban kesmenin vacip olduğu görüşündedirler43. Bu iki fakih, kurbanı fıtır sadakasına kıyas etmiş ve çocuğu babanın bir parçası ve cüzü olarak değerlendirmişlerdir.
Fetva verilen görüşe göre kanuni temsilcileri çocuğun malından kurban keserlerse, kıymetini tazmin etmekle sorumlu olurlar. Çünkü kurban kesmede kan akıtma olduğu için bu bir nevi malın telef edilmesidir. Mal ise velâyet altında olan çocuğa aittir. Velayetini üstlenenlerin çocuğun malını telef etme hakları yoktur. Bunun yanında kurbanda gözetilen maksat, etin tasadduk edilmesi yönüyle vacip değil nafiledir. Çocuğun malı ise sadaka olarak da verilemez.
40 Alauddin es-Semerkandî, Tuhfetu’l-Fukaha 3/82. Daru’l-İlmiyye
41 Mevsılî, el-İhtiyâr, 5/493;
42 El-Fetâvâ’l-Hindiyye, 5/293.
43 Kudûrî, 3/ 232; Merğînânî, el-Hidâye, 4/ 352.