Cevap: Bir kimse, kurbanlık hayvanı satın aldıktan sonra satıp mislini alsa, ilk aldığının bizzat zatına Allah hakkı taalluk etmiştir diyen İmam Ebû Yûsuf (Allah ona rahmet etsin) bunu câiz görmez. İmam Ebu Hanife ve İmam Muhammed (Allah onlara rahmet etsin) ise, kerahetle câiz görürler. Alım satım işlemini malın mülkiyetine sahip ve teslimine kadir olma unsurlarına bağlı kabul ettikleri için ilk aldığı hayvanın bizzat zatına Allah hakkı taalluk etmiş olmasının hayvanın mülkiyetini sahibinden gidermeyeceği ve satın alana teslim etmeye engel olmayacağı hâsılı alışveriş prensiplerine aykırı olmayacağı görüşündedirler. Ebu Bekir Muhammed b. Ahmed Şemsu’l-Eimme es-Serahsî, el-Mebsût isimli eserinde kurbanlık hayvanı satma ve değiştirmenin câiz olmasını şöyle açıklar: Peygamber Efendimiz (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem), Hakîm b. Hizam’a, kurbanlık alması için bir dinar vermiş. Hakîm ise bununla bir koyun alıp iki dinara satmış ve bir dinarla tekrar bir koyun satın almıştı. Peygamber Efendimiz (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem), kendisine bir koyun ve bir dinarla gelen Hakîm’e, koyunu kurban etmesini ve o dinarı da tasadduk etmesini buyurmuştur.[1]
İmam Mâlik’e Göre
İmam Mâlik’e göre, satın alınan kurbanlık hayvanın ancak ondan daha iyi bir kurbanlıkla değiştirilebilir.[2] Şâfiîlere göre zengin veya fakirin kurban niyetiyle aldığı hayvanı değiştirmesi veya satması câizdir. Ancak kişi “bu kurbanımdır” veya “bunu kurban edeceğim” derse, kurban olarak belirlenmiş adak olacağından câiz olmaz.[3]
Belirli bir hayvanı kurban olarak kendine vacip kıldıktan sonra ondan daha aşağı bir hayvanla değiştirmenin caiz olmayacağında söz birliği vardır.
Kişi, başkasının hayvanını çalıp kendi adına kurban ederse bu, geçerli değildir, çünkü hayvanın mülkiyeti kesene ait değildir. Aynı zamanda, çalan kişi, bu hayvanı kurban olarak maliki adına da kesemez. Çünkü sahibinin izni bulunmamaktadır. Ayrıca, çalınmış olan bu hayvanı sahibi kesilmiş olarak alsa ve kesen de noksanını tazmin etse yine de bu hayvan, kurban olarak kesilmiş sayılmaz. Bu vasıftaki bir hayvanın çalan kişi tarafından kurban niyetiyle kesiminden dolayı ne mal sahibi ne de çalan kişi bu ibadeti ifa etmiş sayılır, kurbanlarını ayrıca kesmeleri gerekir.
Kişi, gasp etmiş olduğu hayvanın kıymetini sahibine öderse, İmam Ebû Hanîfe, İmam Ebû Yûsuf ve İmam Muhammed’e (Allah onlara rahmet etsin) göre kesen adına kurban olması sahih olur. Çünkü bu hayvan tazminle, gasp anından itibaren mülküdür. Bununla beraber yaptığı işin başlangıç noktası mahzurlu ve suç olduğundan günahkârdır. Tövbe etmesi ve af dilemesi gerekir. İmam Züfer’e (Allah ona rahmet etsin) göre ise kesimden önce tazmin etmiş olsa bile kurban sahih olmaz.
Dipnotlar
[1] Ebû Dâvûd, alışveriş babı; Tirmizî, alışveriş babı;
[2] Sahnûn, el-Müdevvenetü’l-kübrâ, 2/70
[3] Şirbînî, Muğni’l-Muhtâc 6/134