Vefâtının sene-i devriyesi olan 20 Ocak milâdî târihi vesilesiyle Osmanlı pâdişâhlarından Sultan 1. Mustafa Hân’ı hayırla ve minnetle yâd ediyoruz.
15. Osmanlı padişahı ve 94. İslâm halîfesi olan Sultan 1. Mustafa, 1591’de Manisa’da doğmuştur. Babası Sultan 3 Mehmed, annesi Halime Sultan’dır.[1] Sultan 1. Mustafa’nın tahta çıkmasının tarihî yönden ehemmiyeti, ona dek saltanatın hep babadan oğula ekberiyyet esasına göre devam ederken onunla birlikte ilk kez bir pâdişâhın (1. Ahmed) saltanâtının sona ermesinden sonra kardeşiyle devam etmiş olmasıdır. Benzer durum ilerleyen dönemlerde birçok kez tekrarlanacak, ölen pâdişâhların ardından saltanât kardeşlerle veya yeğenlerle devam edecektir.
Tahta, Şehzâde Mustafa’nın geçmesi bu sebeple dönemin ulemâsı tarafından da ciddî şekilde tartışılmış ve yer yer sert eleştiriler söz konusu olmuşsa da, ulu Şeyhülislâm Hocazâde Es’âd Efendi’nin kararı zarûretin lüzûmu olarak nihâyetinde doğru bulunmuştur. Sultan 1. Mustafa ayrıca kısa süreli olmak üzere iki kez taht’a oturmuştur.
Yetişmesi ve Saltanat Devreleri
Sultan 1. Mustafa da diğer şehzâdeler gibi, pâdişâhlık vasfını hâiz bir şekilde özel olarak yetiştirilmiştir. Buna rağmen kendisi devlet meselelerine pek ilgi duymadığını belirtmiş ve saltanât iddiasında olmadığını pek çok kez dile getirmiştir. Birtakım siyâsî sâiklerle kafes hayatı yaşayarak büyümüş olmasının da kendisini pasifize ettiği söylenebilir. Onun devlet işlerine olan ilgisizliği; dervişliğinde, sûfi kimliği ve cezbeli hâlinde aranmalıdır.[2]
Devlet işlerine olan isteksizliğine rağmen ağabeyi Sultan 1. Ahmed’in vefâtında oğlu Genç Osman’ın yaşının küçük olması sebebiyle kendisine tahta oturması konusunda ısrar edilmiş ve bu bütün bu ısrarlar sonucunda tahta oturmayı kabul etmesi üzerine 22 Kasım 1617’de Cuma günü Eyüp’te kılıç kuşanarak cülûs merâsimi gerçekleşmiş, Ebû Eyyûb el-Ensârî (Radıyallâhu Anh) Hazretleri’nin türbesi ve ecdâdının kabir ve türbelerini ziyaretinin ardından saltanatı başlamıştır.
Kendisinin yine uzun ısrarları sonucunda 96 gün gibi kısa bir süre sonra taht’tan ferâgati Dârüssa’âde ağası Mustafa Ağa ve Şeyhülislâm Es’âd Efendi ve devlet erkânından diğer kimseler tarafından kabul görmüş ve bunun üzerinde 26 Şubat 1618’de Genç Osman taht’a çıkmıştır. Genç Osman’ın Yeniçeri isyânı sebebiyle 19 Mayıs 1622’de taht’tan indirilmesinin ardından Sultan 1. Mustafa yeniden taht’a geçmiştir.
Genç Osman’ın şehâdeti hâdisesine karışmış olan dönemin Veziriâzâmı Kara Dâvud Paşa’yı azlederek işe başlayan Sultan 1. Mustafa’nın döneminde isyanları tamamen bastırabilmek mümkün olmadı. Karışıklıklar, İstanbul ve Anadolu’nun muhtelif bölgelerinde büyüyerek devam etti. Bunun üzerine devlet işleri konusunda arzulu bir kimsenin taht’a oturması, bilhassa isyanları bastırma konusunda sağlam adımlar atmış olan Sadrazam Kemankeş Ali Paşa’nın başını çektiği devlet erkânı ve Şeyhülislâm Yahyâ Efendi tarafından daha uygun bulundu. Bunun üzerine 10 Eylül 1623 tarihinde Sultan 1. Mustafa taht’tan indirildi ve yerine yeğeni 4. Murad geçti.
Sultan 1. Mustafa Hân Devrinin Gelişmeleri
Sultan 1. Mustafa’nın saltanât vetîresi değerlendirilirken onun döneminin, hânedânın en karışık dönemlerinden biri olduğu gerçeği muhakkak hatırda tutulmalıdır.[3] Sultan 1. Mustafa’nın silâh, tüfek, ok, yay ve kalkan gibi askerî techizât konusunda hassas olduğu, bunların üretimini ustalara bahşiş vermek suretiyle desteklediği ve Tophane’ye gitmek suretiyle orada tâlim atışları yaptırıp bunları ilgiyle takip ettiği ve gemilerin durumunu inceleyip tersanenin ahvâlini teftiş ettiği, Sultan 1. Mustafa’nın icraatları konusunda bize ulaşmış pek az bilgilerdir.
Kaynaklarda kayıtlı bulunan bilgilere göre onun döneminde ilmî alanda ve bilim alanında pek çok gelişme yaşanmış, bu gelişmelerin onun bu müesseseleri desteklemesine bağlı olarak gerçekleştiği söylenmiştir. Zira döneminde pek çok önemli ilim adamı yaşamış ve önemli eserler bırakmışlardır. Meşâyıh’a son derece hürmet edip yardımda bulunduğu, düşkünleri gözetme hususunda da özenli olduğu bize haber verilmiş olan diğer hususlardır.[4]
Anlatılagelen Bir Kerâmeti
Sultan 1. Mustafa’nın Sultan vasfına yakışır bir şekilde vakar sahibi olduğu ve velâyetine dair birtakım şeyler aktarıldığı da yine târihî kaynakların kaydettiği malumatlardandır. Bazı davranışları kimi kaynaklarda cünûnuna delâlet olarak gösterilmişse de, velîler bu hâllerini cezbe hâline bağlayarak açıklamışlardır.
Onun anlatılagelen bir kerâmeti tarih kitaplarında şu şekilde kaydedilmiştir: ‘’Bir gün Üsküdar bahçesinde iken Bostancıbaşıya muayyen bir mahalle gitmesini emrederek, orada yere gömülmüş bir koyun bulacağını ve bunu alıp getirmesini söyledi. Bostancıbaşı, tâyîn olunan mahalle giderek hakîkaten Pâdişâh’a ayakları bir yere getirilip bağlanmış ve ağzı, gözleri dikilmiş bir koyun getirdi. Mustafa, koyunun bağlarını çözerek ve gözleriyle ağzındaki iplikleri çıkararak, iyice beslenilmesi için bostancıya verdi…”[5]
Tahttan İndirildikten Sonraki Hayatı
2. Mustafa 2. kez taht’a geçip 1,5 yıl daha hüküm sürüp hal‘ edildikten sonra 16 yıl gibi bir süre daha yaşamıştır. Hayatının bu kesiti siyâsî saikler sebebiyle âdetâ bir hapis hayatına dönüşmüştür. 20 Ocak 1639’da Topkapı Sarayında vefât eden Sultan 1. Mustafa, o dönemde mevcut olan hazîrelerin vefât ettiği sıralarda dolu olması sebebiyle, Ayasofya’nın önündeki eski vaftizhâneye defnedilmiştir. Burası Sultan İbrahim’in de vefâtını müteakip aynı yere defnedilmesinin ardından türbeye dönüştürülmüştür. Ayvansarâyî’nin kaydettiğine göre burada hânedândan aralarında Sultan 1. Mustafa ve Sultan İbrahim’in de bulunduğu ve çoğunluğu hanım sultanların oluşturduğu 15 kişi daha medfûn bulunmaktadır.[6]
Televizyon kanallarına malzeme edilmek istenen Pâdişâhlardan biri de Sultan 1. Mustafa olmuştur. Târihî şahsiyetleri aslından farklı olarak anlatan dizilerin bir an evvel son bulmasını ve onları olduğu gibi mûtemed kaynakları esas alarak anlatan eserlerin halka daha yoğun bir şekilde ulaştırılmasını ve böylelikle ecdâdımızın örnek hayatlarının ve hizmetlerinin toplumun her kesimi tarafından tanınmasını temennî ediyoruz.
Kaynakça
Ahmet Şimşirgil, Kayı-6; Feridun Emecen, “Mustafa I”, DİA, c.31; Semavi Eyice, “İbrahim Türbesi”, DİA, c.21; Ziya Nur Aksun, Osmanlı Tarihi, c.2
Dipnotlar
[1] Sultan 1. Mustafa’nın annesinin kim olduğu hususunda tarihçiler kesin bir kanaate varamamış, bu durum muhtelif ihtilaflara sebep olmuştur. Detaylar için bkz. Ahmet Şimşirgil, Kayı, c.6, s.64.
Biyografinin genel kısmı Feridun Emecen’in İslâm Ansiklopedisi için kaleme almış olduğu “Mustafa I” maddesinden yola çıkılıp diğer kaynaklarla mukayeseli bir şekilde yazılmıştır.
[2] Ziya Nur Aksun, Osmanlı Tarihi, c.2, s.90
[3] Ziya Nur Aksun, Osmanlı Tarihi, c.2, s.89
[4] Ziya Nur Aksun, Osmanlı Tarihi, c.2, s.91
[5] Aynı yer.
[6] Semavi Eyice, “İbrahim Türbesi”, DİA, c.21, s.357-358