Vefâtının sene-i devriyesi olan 10 Şubat tarihi vesilesiyle, hizmetleri ve gayretleri sonucu mübarek devletin daha onlarca yıl ayakta kalmasına vesile olan büyük pâdişâh Sultân 2. Abdülhamid Hân’ı hayırla ve minnetle yâd ediyoruz.
21 Eylül 1842 senesinde İstanbul’da doğan Sultân Abdülhamîd-i Sânî, Sultân Abdülmecid’in oğludur. On yaşında bulunduğu sıralarda annesinin vefât etmesi üzerine bakımını, babasının diğer hanımlarından biri üstlendi. Hanım sultânın ona, öz oğluna baktığı gibi baktığı ifade edilir.
Amcası Sultân Abdülaziz, şehzâde Abdülhamid ve kardeşleriyle yakından ilgilendi. Bilhassa eğitim ve yetişmelerine önem verdi. 1867 senesinde çıktığı Avrupa seyahatine şehzâde Abdülhamid’i de yanında götürmesi, genç şehzâdenin yetişmesi konusunda önemli bir gelişme oldu.
Yaşanan birtakım gelişmeler sebebiyle amcası Sultân Abdülazîz Hân, 1876’da tahttan indirildi ve bir süre sonra da şaibeli bir şekilde vefât etti. Amcasından sonra tahta çıkan ağabeyi 5. Murad da kısa bir süre sonra tahttan indirildi ve Çırağan Sarayına hapsedildi. Sultân 2. Abdülhamid Hân, kısa süre içerisinde yaşadığı bu üzücü gelişmelerin ardından tahta çıktı.
Saltanâtında Vuku Bulan Gelişmeler
31 Ağustos 1876’da padişah ilan edildi, 7 Eylül tarihinde Eyüp Sultan’da kılıç kuşandı. Amcasının ve ağabeyinin tahttan indirilmelerinin müsebbibi olan Mithat Paşa’nın sadrazamlığı, onun saltanâtının ilk yıllarında da devam etti. Tahta çıkar çıkmaz kendisini, içeride ve dışarıda son derece karışık bir siyasî ortamın merkezinde buldu.
Zaman kazanması gerekiyordu. Yetkilerinin en az kayıpla muhâfazasını sağlayarak Kânûn-i Esâsî’nin kabulüne rızâ gösterdi ve 23 Aralık 1876’da ilk Anayasa îlân edildi. Böylece ilk meclisin açılmasıyla birlikte 1. Meşrutiyet dönemi de başlamış oldu.
Olumsuz gelişmelerin kaynağı olduğu tespitiyle Mithat Paşa’yı sürgüne gönderdi. Bu dönem, büyük kargaşaların ve toprak kayıplarının yaşandığı son derece olumsuz bir dönemdi. Balkanlara büyük bir kargaşa hâkimdi. Devletin hâkimiyeti altında bulunan topraklarda isyanlar baş gösteriyordu. Sultân 2. Abdülhamid Hân, hükümetin sorunlara çare olamaması ve 18 Şubat 1878 tarihinde Ruslara karşı alınan mağlubiyetler üzerine meclisi tatil etti. Hükümetin başlattığı başarısız dönemin devamında Osmanlı topraklarının işgali de sürüp gitti.
Meclis uzun süre askıya alındıktan ve denge politikası kurulmaya çalışıldıktan sonra yaşanan birtakım gelişmeler pâdişâhı, 2. Meşrûtiyetin ilânına mecbur etti. 13 Nisan 1909 tarihinde İstanbul’da çıkan isyan, Selânik’te kurulmuş olan hareket ordusunun 23 Nisan’ı 24 Nisan’a bağlayan gece İstanbul’a girişi için iyi bir bahane olmuştu. Rûmî takvime göre 31 Mart tarihine tekabül ettiğinden 31 Mart vakası olarak anılan bu hâdisenin sonucunda Sultân 2. Abdülhamid Hân tahttan indirildi.
Saltanâtı süresinde; eğitim, ulaşım, ordunun modernizasyonu, donanmanın güçlendirilmesi, haberleşme, sosyal yardımlaşma, kültür ve sağlık gibi birçok alanda yenilik ve ıslahat gerçekleştirdi; tahttan indirilmesi sebebiyle birçok projesi de akim kaldı. İcraatlarıyla, devletin çöküşünü saltanâtı ve kendisinden sonraki saltanât süresince geciktirdi.
Hal‘ Edildikten Sonraki Hayatı
Sultân 2. Abdülhamîd Hân’ı tahttan indirenler, yeniden güç kazanır endişesiyle onun Selânik’e götürülerek burada ev hapsinde tutulmasını kararlaştırdılar. Selânik’te üç sene kaldıktan sonra 1912 senesinde İstanbul’daki Beylerbeyi Sarayı’na getirildi ve vefâtı olan 10 Şubat 1918 tarihine kadar burada yaşadı. Vefâtı hakkında detaylı malûmata buradan erişebilirsiniz. Sultân 2. Abdülhamid Hân’ın türbesi, Sultân 2. Mahmud Hân’ın adıyla anılan, Divanyolundaki hazîre içerisinde bulunmaktadır. Mevlâ Te‘âlâ rahmet eylesin. Âmîn.