Ankara Savaşı sonrası fetret devri yaşamış olan Osmanlı Devleti’nde birlik ve dirliği yeniden tesis etmesi vesilesiyle devletin 2. Kurucusu olarak tanımlanan Çelebi Mehmed’in oğlu, Dulkadiroğullarından Emine hatun ya da Şehzâde Hâtun’un kızı, Ebûl-Fütûh ve’l-Megâzî Fatih Sultan Mehmed Hân’ın babasıdır. Tebaası tarafından pek sevilen ve Koca Murad Gâzî olarak anılan Sultan 2. Murad Hân, 1404 yılında Şehzâdeler şehri Amasya’da doğmuştur.
Tahsil Hayatı ve Şehzâdeliğinde Îfâ Ettiği Vazifeler
Tahsiline Amasya’da başlayıp Bursa’daki Sarayda eğitim görerek sürdüren ve devrin önde gelen uelmâsından ders alarak yetişen Sultan 2. Murad Hân, Amasya’da vâli olarak görevlendirilmiş ve altı yıl süreyle bu vazifeyi îfâ ederek Sultanlığa hazırlanmıştır. İlme ve ulemâya şehzâdeliğinden itibaren önem vermiş olan Sultan, Börlükçe Mustafa’nın çıkarttığı büyük ayaklanmaları bastırmış ve Candaroğulları’ndan Samsun’u da yine şehzâdeliği evresinde almıştır.
Bir av kazasının neticesinde ağır yaralanan babası onun taht’a geçmesini vasiyet etmiştir ve bunun üzerine henüz 17-18 yaşlarında bulunduğu sırada taht’a çıkmıştır. Babasının hayatında taht’a oturmuş olmasına rağmen diğer şehzâdelerin de saltanat davası gütmeleri, devleti büyük bir mücadelenin odağı haline getirmiştir. Öyle ki şehzâdeler gerek Bizans, gerekse de diğer beylikler tarafından kullanılarak Osmanlı Devleti’nin kısa süreli bir duraksama devri yaşamasına sebep olmuşlardır.
Şehzâdelerin sebep olduğu çarpışma ve savaşlar neticesinde taraf olmuş olan Candaroğulları ve Karamanoğulları da bedel ödediler. Ortadan tamamen kalkıncaya kadar bir problem olma hüviyetini istikrarla korumuş olan Eflak Voyvodası da fazla mücadele edemeden Osmanlı Devleti’nin hâkimiyetini yeniden kabul etti.
Devrindeki Deniz Savaşları
Venedik donanmasıyla karşı karşıya gelinen deniz muhârebesi, Mora’nın yeniden alınması, Venedik ve Haçlı ittifakı karşısında elde edilen Güvercinlik Zaferi, Selânik’in yeniden alınması, Bosna hâkimiyetinin tesisi, Belgrad muhâsarası, Izlâdi Derbendi zaferi, Haçlıların imzalamalarına karşın sözlerinde durmadıkları Segedin Antlaşması ve bu sürecin devamında 1444’de kazanılan Varna Zaferi, döneminin en önemli olaylarındandır.
Kardeşlerine karşı verdiği yoğun mücadeleye rağmen başarılı bir saltanat dönemi geçiren Sultan 2. Murad Hân taht’tan ferâgât ederek yerine oğlu 2. Mehmed’in geçmesini istedi. Bu boşluk şehzâdeler arası mücadeleden çıkmış olan devleti bu sefer paşalar arasındaki mücadeleye sürükledi. Bu durum karşısında düşmanlar da boş durmadılar. Ellerine geçen fırsatları değerlendirme noktasında sınır bulundukları Osmanlı topraklarına hücum ettiler. Sonraki dönemde bu karışıklık devlet içine yansıdı ve Yeniçeriler arasında da birtakım isyân hareketleri zuhûr etti. Bütün bunların üzerine bir de Yeniçerilerin Konstantinopolis’te bulunan Orhan Çelebi’nin yanına gitme tehdidinde bulunmaları, Sultan 2. Murad’ın inzivaya çekilmiş olduğu Manisa’dan Edirne’ye hareket etmesine ve taht’a yeniden oturmasına sebep oldu.
Sultan 2. Murad Hân’ın 2. Saltanat dönemi beş yıl kadar sürmüş ve isyân hâlinde bulunan Balkanlardaki yerel hânedânların devletin hâkimiyetini yeniden tanımaları amacına mâtuf hareketlerle geçmiştir.
Kosova Zaferi
Kosova Zaferi, Sultan 2. Murad Hân döneminin Fatih Sultan Mehmed Hân’ın yetiştirilmesinden sonraki en önemli hadisesidir. Bu zafer ayrıca kullanımında üstün neticeler elde edilen toplarla Bizans surlarının aşılmasındaki başarı yönüyle İstanbul’un fethinin de bir provası olmuştur.
Bu zaman aralığındaki seferlere Fatih Sultan Mehmed Hân da babası Sultan 2. Murad Hân ile birlikte çıktı, Eflâk ve Arnavutluk üzerine düzenlenen 2. Sefer tamamlanıp da Edirne’ye dönülmesinin ardından Fatih Sultan Mehmed ile Dülkadiroğlu Süleyman Bey’in kızı Sitti Hanım’ın düğün merâsimi gerçekleştirildi.
Şahsiyeti ve Vefâtı
Çiftin merâsimi müteakip Manisa’ya gönderilmesinin ardından Sultan 2. Murad Hân istirâhat için çekildiği Edirne’deki bir adada felç geçirerek 3 Şubat 1451 yılında vefât etmiş ve vasiyetinin lüzûmu olarak Bursa Muradiye Camii’nde medfûn bulunan oğlu Alaaddin’in yanına defnedilmiştir.
Kaynaklarda aleyhinde herhangi bir bilgi yer almayacak kadar düzgün bir insan olduğu, hitâbetinin son derece düzgün ve etkileyici olduğu, sükûnet ve huzurlu hayatı sevmesine rağmen yeri geldiğinde cesaretiyle ön plana çıkan bir kimse olduğu kaydedilmiştir. İyi bir şâir olan Sultan 2. Murad Hân, divân edebiyatının önde gelen isimlerinden olup Muradî mahlâsını kullanmıştır. Hat sanatındaki mahâreti; nesih ve sülüs hattı usta derecesinde yazdığı da bilinmektedir. Allah Te‘âlâ Sultan 2. Murad Hân Hazretleri’nden râzı ve memnûn olsun. Âmîn