13. Osmanlı padişahı ve 78. İslâm halifesi olan Sultan 3. Mehmed Hân’ı vefâtının sene-i devriyesinde hizmet ve hassasiyetleriyle hatırlıyor, hayırla ve minnetle yâd ediyoruz. Hâl tercemesine ait malûmata buradan ulaşabilirsiniz…
Sultan 3. Mehmed Hân fiziksel özellikleri açısından; orta boylu, saçı-sakalı kumral, yüz hatları oldukça düzgün, görüntüsüyle muhabbet uyandıran bir kimse olarak tavsif edilmiştir. Mehmed ismi, doğum haberini alan büyük dedesi Kanunî Sultan Süleyman tarafından Fatih Sultan Mehmed Hân’a nispetle verilmiştir.
Akıllı ve yiğit bir kimseydi. Ok yapımında usta, avdan hoşlanan hatta daima kılıç ve yay ile gezen biriydi. Aynı zamanda el sanatlarının diğer alanlarıyla da ilgilenir; kaşık ustası olarak bazı kaşıkların saplarını kıymetli taşlarla süslerdi. Oymacı esnaf localarına kayıtlı olup ahîlik teşkilâtının da destekçisiydi.
Ehl-i Sünnet itikadına sıkı sıkıya bağlı, takvâ sahibi, âbid ve zâhid bir kimseydi. Ahlâken de olgun, halim-selim ve vakurdu. Sancakbeyliği’nden gelip tahta çıkan son padişahtı.
Hassasiyet sahibi padişah, İslâmî hükümlerin muhafazasına önem verir, beş vakit namazı daima cemaatle edâ eder, Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in adı anıldığında hürmetle ayağa kalkar ve salevât-ı şerîfe getirirdi.
Kültürlü ve birikimli, entelektüel biri olduğu, edebî eserlere yönelik alâkasının ziyade olduğu ve iyi bir şair olup “Adlî” mahlasını kullandığı belirtilmiştir. İlim adamlarına önem veren ve onları destekleyen 3. Mehmed Hân’ın devrinde, büyük âlimler ve edebiyattan sanata kadar birçok alanda önemli şahsiyetler yetişmiştir.
Diplomatik Yönü
Zikretmiş olduğumuz üstün özelliklerinin yanında, duygusal bir yapıya sahipti. Karşılaştığı olaylardan son derece etkilenen, yumuşak tabiatlı bir şahsiyetti. İyi yetişmiş dirayetli bir kimse olmasına rağmen, tahta çıkmış olduğu dönemin şartları sebebiyle kabiliyet ve kudretini saltanatına yansıtamamıştır. Diplomasiye önem vermiş, Batı ve Doğu’ya gönderdiği sefirler vasıtasıyla beynelmilel gelişmeleri yakından takip etmiş, gereken tedbirleri alıp uygun hamlelerde bulunmuştur.
1603 senesinde İstanbul’da, yakınları üzerinden cereyan eden gelişmeler onu bir hayli sarsmış ve daha da içine kapanmasına sebep olmuştu. Sultan 3. Mehmed Hân, vefatından bir süre önce saraya dönerken bir dervişle karşılaştı. Derviş, kendisine 56 gün sonra büyük bir hâdise vuku bulacağını, teyakkuz hâlinde bulunması gerektiğini telkin etti.
Son Günleri ve Vefâtı
Süren Celâlî isyanları ve uzun süren İran savaşları, 21 Ekim’de Tebriz’in düşüşü, 15 Ekim’de Nahcıvan’ın tahliyesi ve 15 Kasım’da Erivan’ın muhasarası onu son derece üzdü. Zaten mide ve kalp hastalıklarıyla mücadele hâlindeki bedeni, hastalıklarının üzerine gelen üzüntülere daha fazla dayanamadı. 20 veya 21 Aralık günü vefât etti.
Sultan 3. Mehmed Hân, Ayasofya Camii hazîresinde yer alan türbesinde medfûn bulunmaktadır. Mevlâ Te‘âlâ rahmet eylesin.