Oldukça zor bir dönemde tahta çıkmış olmasına rağmen 15 senelik saltanatı süresinde hemen her alanda çok büyük hizmetlerde bulunan Sultan Abdülaziz Hân’ı vefâtının sene-i devriyesinde hatırlıyor, hayırla ve minnetle yâd ediyoruz.
32. Osmanlı padişahı ve 97. İslâm halifesi olan Sultan Abdülaziz Hân 8 Şubat 1830 tarihinde İstanbul’da doğdu. Sultan ikinci Mahmud’un ve Pertevniyal Vâlide Sultan’ın oğludur. Padişah olan ağabeyi Sultan Abdülmecid’in 1861 yılında vefatının ardından tahta çıktı.
Sultan Abdülaziz Han; Veliaht Murad Efendi etrafında toplanan Sadrâzam Mütercim Rüşdî Paşa, Serasker Hüseyin Avni Paşa, Şeyhülislâm Hayrullah Efendi ve Midhat Paşa’nın gizli çalışmaları neticesinde gerçekleştirdikleri darbeyle 30 Mayıs 1876’da tahttan indirildi. Sultanın tahttan indirilişinin, İstanbul’daki Mason Locası üzerinden uluslararası bir boyutu olduğundan da bahsedilmektedir.
Sultan Abdülaziz Hân tahttan indirildikten sonra Topkapı Sarayı’na hapsedildi. Birkaç gün sonra da Fer‘iyye Sarayı’na nakledildi. Burada kötü muamelelere maruz bırakıldı. 4 Haziran 1876’da ölü bulunduğu belirtildi ve intihar sonucu vefât ettiği ilân olundu.
Onun 1876 yılında tahttan indirilmesi ve ‘hal’ edildikten birkaç gün sonra odasında ölü bulunması Osmanlı tarihinin bir türlü aydınlatılamayan hadiselerinden biridir. Nitekim vefâtı hakkında da, Hüseyin Avni Paşa’nın ayda yüz altın lira maaşla Fer’iyye Sarayı’na bahçıvan adıyla aldığı Cezayirli Mustafa, Yozgatlı Mustafa Çavuş ve Boyabatlı Hacı Mehmed adlı pehlivanlar tarafından acımasızca şehid edildiği yönündeki rivayetler kabule şayan görülmüştür. Şehid edilirken de Yûsuf Sûresi’ni okumakta olduğu kaydedilmiştir. Mevlâ Te‘âlâ, şehâdetini makbûl eylesin!