Medeniyetin Efendisi (Sallâlâhu Aleyhi ve Sellem), terbiyesi ile meşgul olduğu Müslümanlara; oturup-kalkma, kılık-kıyafet ve yeme-içme adabını öğrettikleri gibi, “su içme” adabını da hem sözlü olarak, hem de bizzat uygulayarak öğretmişlerdir.
Muteber hadis kaynaklarımızın ifade ettiği bilgilere göre, Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) birden fazla muktezayı hâle mutabık olarak suyun ayakta içilmesi gerektiği yerlerde ayakta, oturarak içilmesi gerektiği yerlerde ise oturarak içerlerdi.
Nitekim Abdullah ibn Amr ibnü’l-Âs (Radıyallâhu Anhümâ) anlatıyor: “Ben Efendimizin suyu hem ayakta hem de otururken içtiklerini gördüm.”[1]
Sa’d ibn Ebî Vakkâs (Radıyallâhu Anh) anlatıyor: “Zât-ı Risâlet Efendimiz (Sallâlâhu Aleyhi ve Sellem)in suyu ayakta içtikleri de olur idi.”[2]
Bilindiği üzere, oturmayı engelleyen bir mani ve mazeret yok ise bu durumda su oturarak içilir. Bu davranış İslam’ın getirdiği bir terbiyedir. Bir topluluk içinde ya da kendine has yaşam alanında iken oturmaya herhangi bir mani yok ise, bu durumda ayakta iken su içmek, zarafet olmadığı gibi İslam adabına da uygun düşmeyen bir davranıştır. Çevresine her şeyde ölçülü ve zarif olmayı, görgü ve nezaket kurallarını uymayı tavsiye eden Medeniyetin Efendisi, adab-ı muaşeret kurallarına her zaman hassasiyet gösterip titiz davranmışlardır.
Bu sebepledir ki oturarak su içme adabını terk edenleri dikkatlice uyarmışlardır.
Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in Ayakta İken Su İçtiği Durumlar
Peygamber Efendimiz (Sallâlâhu Aleyhi ve Sellem) ayakta iken su içmeyi tasvip etmemekle birlikte, bazı zaruret hallerinde özellikle de oturmanın mümkün olmadığı yerlerde, ayakta iken su içtikleri vaki olmuştur.
Ayakta iken su içtiği durumlar, zemzem suyu, abdestten arta kalan su, duvara asılmış su kırbasından içtikleri sudur.
İbn Abbas (Radıyallâhu Anhümâ) anlatıyor: “Rasûlullâh Efendimiz (Sallâlâhu Aleyhi ve Sellem), zemzem suyunu ayakta iken içmişlerdi.”[3]
Yine ibn Abbas (Radıyallâhu Anhümâ) anlatıyor: “Ben Risaletmeâb Efendimiz (Sallâlâhu Aleyhi ve Sellem)e zemzem suyu verdim, onu ayakta iken içtiler.”[4]
Nezzal ibn Sebre anlatıyor: “Hazreti Ali (Radıyallâhu Anh), Kûfe Mescidi’nin avlusunda iken kendilerine bir testi su getirildi. Önce bir avuç su alarak ellerini yıkadı; sonra mazmaza yaptı (ağzını yıkadı) ve istinşak yaptı (burnunu yıkadı.) Ardından yüzünü ve kollarını dirsekler ile beraber yıkayıp başını da mesh ettiler. Hemen arkasından ayakta olduğu halde sudan bir miktar içtiler ve: ‘İşte benim bu şekilde abdest alışım, henüz abdesti bozulmamış kişinin serinlemek için aldığı abdesttir. Zira ben, Medeniyetin Efendisinin aynen benim yaptığım gibi yaptıklarını müşahede ettim.’ buyurdular.”[5]
Kebşe Binti Sabit (Radıyallâhu Anh) anlatıyor: “Bir gün Peygamber Efendimiz (Sallâlâhu Aleyhi ve Sellem) evimize misafir olmuşlar idi. Ayakta oldukları halde, duvarda asılı bulunan kırbanın (su tulumunun) ağzından su içtiler. Hemen ardından ben de kalktım, mübarek ağızlarının değdiği kısmı (teberrük olması için) kesip hatıra olarak sakladım.”[6]
Enes ibn Malik (Radıyallâhu Anh) rivayet ediyor: “Rasûlullâh Efendimiz (Sallâlâhu Aleyhi ve Sellem) (Annem) Ümmü Süleym’i ziyarete gelmişler idi. Evin duvarında asılı bir su tulumu bulunmakta idi. Efendimiz (Sallâlâhu Aleyhi ve Sellem) ayakta olduğu halde kırbanın (su tulumu) ağzından su içtiler. (Bu durum üzerine Annem) ayağa kalktılar ve (mübarek ağızlarının değdiği kısmı teberrük olması için) kestiler.”[7]
Dipnotlar
[1] Tirmizî, Şemâil, 32. Bab, No:209.
[2] Tirmizî, Şemâil, 32. Bab, No:217.
[3] Tirmizî, Şemâil, 32. Bab, No:208.
[4] Tirmizî, Şemâil, 32. Bab, No:210.
[5] Tirmizî, Şemâil, 32. Bab, No:211.
[6] Tirmizî, Şemâil, 32. Bab, No:214.
[7] Tirmizî, Şemâil, 32. Bab, No:216.