Kamuoyuna Duyurumuzdur
Tasavvuf; İslâm Peygamberinin şahsında temsil ettiği manevî hâllerin müesseseleşmiş ve günümüze kadar gelmiş şeklidir. Tasavvuf; İslâmî ilimlerin zirve noktası, zübdesi ve özüdür. O, insanın gönül….
Devamını okuBir Tarîkatın Bozuk Olduğunu Nasıl Anlarız?
Tasavvuf ve tarîkat, şerîata bağlı ve muvafık olduğu müddetçe müstakim ve makbuldür. Nitekim tasavvuf büyükleri, tarîkat ve hakîkatin, şerîatın iki hizmetçisi olduğunu söylemişlerdir.[1] Buna göre….
Devamını okuTasavvufun Ana Gayesi İhlâsı Elde Etmektir
İmâm-ı Rabbânî (Kuddise Sirruhû) 1. cildin 40. mektubunda tasavvufu şöyle tarif ediyor: Seyr-i sülûk menzillerini aştıktan, cezbe makamlarını geçtikten sonra bana şu gerçek malûm oldu….
Devamını okuMektûbât-ı Mahmûdiyye’den 31. Mektup
Hızır Başak Efendi’ye gönderilmiştir. Allâh-u Te‘âlâ Hazretleri’nin, Kendisinden başkasına yönelmekten men etmek için musibetleri gönderdiği ve bunların nimet olduğu ve Hızır Efendi’nin ihvânları gözetmesi gerektiği….
Devamını okuMü’min Kâfire Benzemez!
Hân-ı Hânân olarak bilinen Şeyh Abdürrahîm’e gönderilen 23. Mektup[1]; Yetersiz kişiden tarikat almayı menetme ve bunun zararını beyana dair yazmış olduğu mektuba cevap ve ehl-i….
Devamını okuİmâm-ı Rabbânî Hazretlerinin İhlâs Makamı Hakkında Beyânları
İlâhî hikmet gereği aslî vatanından uzaklaştırılan insan, Peygamberler (Salâvâtullâhi Aleyhim Ecma‘în), onların varisleri olan Evliyaullah (Kaddesallahu Esrârahum)un davetlerine icabet ederek Rabbi ile tekrar münasebet kurmuştur…..
Devamını okuMevlânâ Şâh-ı Nakşibend Hazretlerine Göre Tarîkatın Tarifi
Şâh-ı Nakşibend (Kuddise Sirruhû) Hazretlerine: “Tarîkat nedir?” diye sordular; “İcmalden tafsile, istidlâlden keşfe geçmektir” diye cevap verdi. İstidlâl, delil yoluyla Mevlâ Te‘âlâ’yı bilmek ve O’na….
Devamını okuTarîkata İntisabın Şartı Olarak Tashîh-i İ‘tikâd
Ey necîb ve saîd olan evladım! İnsana, öncelikle i‘tikâdını düzeltmesi lâzım gelir. Bu düzeltme de, fırka-i nâciye olan Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaatin görüşlerine uygun olarak yapılmalıdır…..
Devamını okuBoş Zaman Mefhûmu ve Mürîd
Hayâta bir mânâ üzere geldiğimizi; varlığımızın bir hikmeti ve sebebi olduğunu ifade eden Dîn-i Mübîn-i İslâm, bu mânâ ve hikmeti en güzel şekilde değerlendirmemizi bizden….
Devamını oku