Her asırda, Dîn-i Mübîn-i İslâm’ı sapıkların saptırmalarından muhafaza edecek; adaletli ve rabbânî âlimler göndermeyi üstlenen Rabbimize sonsuz hamd ve senâlar olsun! Nihayetsiz salât ve selâmlar; kıyamet sabahına kadar Ümmet-i Merhumesinden bir taifenin hak üzere devam edeceğini; onlara zarar vermek isteyenin asla zarar veremeyeceğini müjdeleyen, âlemlerin efendisine olsun!
Dün, müşrikler ve münafıklar tarafından Kur’ân-ı Kerîm etrafında ortaya atılan şüpheler üzerinden kopartılan gürültüler, bugün de kopartılmaya devam ediyor!
Allah Te‘âlâ ile kulları arasındaki münasebete vesile olan peygamberlerin sonuncusu geldiğinden beri, Allah (Celle Celâluhû)nun düşmanları pusudadır. Allah Te‘âlâ’ya düşmanlık, Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)e ve dînine düşmanlık, farklı şekiller almış, farklı görüntüler kuşanmıştır. Bu görüntüleri ve şekilleri iki kısımda toplamak mümkündür:
Birincisi: Müslüman olmayan ve yüce dinimiz İslâm’a olan düşmanlıklarını açıkça ilan eden kimselerdir. Bunlar farklı din mensubu olup İslâm dünyası üzerinde emelleri bulunan, bu emellerini gerçekleştirebilmek, sömürü düzenlerini tesis edebilmek için çalışan kimselerdir. İslâm âlemi, bu kimseleri tespit etmekte zorlanmamış ve onların hile ve desiselerine karşı teyakkuz hâlini muhafaza etmiştir.
İkincisi: Müslüman gibi görünen fakat içten içe İslâm’ı tahrip etmeye; Müslümanların, Dîn-i Mübîn İslâm’a bağlılığını yıkmaya çalışan kimselerdir. Âlem-i İslâm’a en büyük zararı bunlar vermişlerdir. Zira dînin asıllarına düşmanlık ederken, hakikî mü’min oldukları iddiasıyla hareket etmiş hattâ dinin temel kaynağı olan Kitâb’a (Kur’ân-ı Kerîm’e) dayandıklarını, dîni tezkiye, dinin sahibi olan Allah Te‘âlâ’yı tenzîh ettiklerini savunmuşlardır.
Sünnet-i Nebeviye’nin Hakikati ve Etrafında Çıkartılan Gürültüler
Karşı karşıya bulunduğumuz manzara, bir yönüyle yeniyse de, diğer yönüyle eskidir. Dîne yönelik inkârcılık açısından eski olan bu yıkıcı akımlar, kendilerini dîne nispet eden yöntemleri açısından yeni bir fikir doğrultusunda hareket etmektedirler. Ümmet-i Muhammed, sünnet inkârcılığıyla henüz hicrî ikinci asırda karşılaşmış ve ciddi şekilde mücadele etmiştir.
Ulema, hicrî ikinci asırda baş gösteren; Sünnet-i Seniyye’yi saf dışı bırakmak, Müslümanları ondan uzaklaştırmak ve rivâyetlerde şüpheler doğurmak hedefi ile yürütülen bu şiddetli düşman hamlelerini kuvvetle bertaraf etmişlerdir. İnkârcılar küfür kasırgaları estirdikleri zamanda, Sünnet-i Nebeviyye’yi kollamak, onu güven altına almak ve onu düşmanlarına karşı korumak yolunda, şer‘î ilimlere derin vukûfiyet sahibi birçok âlim vuruşma sahasına çıkmıştır. Allah Te‘âlâ büyük imamları bu iş için tayin etmiştir. Onlar, bu kasırgaların karşısında durup hileleri geri çevirmişlerdir. Hatta Dîn-i Mübîn-i İslâm’a saldıranların okları kendi boyunlarına saplanmıştır.
Allah Teâlâ’nın tayin ettiği, dînini müdafaa eden bu zatların çalışmaları; sahîh sünneti, sahih olmayanından ayırmak, Sünnet olmadığı hâlde Sünnet’e karışmış olan nakillerden sakındırmak, Sünnet-i Seniyye’ye ait farklı farklı ilimlerinin kaidelerini koyup, asıllarını tespit etmek şeklinde birçok nevîlere ayrılmıştır. Bu ilimlerin başında cerh ve ta‘dîl ilmi gelir. Sünnet-i Seniyye’nin hüccet olduğunu beyân eder. Münkirinin cevaplarını verir.
Sünnet-i Seniyye’yi Müdafaa Cihetinde Kaleme Alınan Başlıca Eserler
Sünnet-i Seniyye’yi müdafaa edenlerin en meşhuru, İmâm-ı Şâfiî (Rahimehullâh)dır (v. 204). “er-Risâle” ve “İhtilâfu’l-Hadîs” kitapları bunu ortaya koyar. Diğeri İbni Kuteybe (Rahimehullâh)dır (v. 276-h). Kitabı, “Te’vîl-u Muhtelefi’l-Hadîs”tir. Diğeri İmam et-Tahâvî (Rahimehullâh)dır (v. 321). Kitabı, “Müşkilü’l -Âsâr”dır. Diğer, Sünnet-i Seniyye imamlarından İmam Süyûtî (Rahimehullâh)dır (v. 911). Kitabı, “Miftâhü’l-Cenne fî Temessül-i bi’s-Sünne”dir.
Zamanlar nasıl da benzeşiyor değil mi? İçinde bulunduğumuz asırda şüpheye düşürenler, kendilerinden evvel geçenlerin sözlerini alıp kendilerine nispet ettiler. Sünnet-i Seniyye’ye hiç durmayan haksız bir şekilde hücum ederek şüpheler uyandırmaya, kendileri sapıttığı gibi başkalarını da saptıran din düşmanlarından aldıkları her türlü azgınlık ve kötülük kuvvetleri ile omuz omuza saldırıya geçtiler.
Ancak Allah Te‘âlâ, bu küçük topluluğa dîni ile oynayıp diğer insanları da saptırma fırsatını vermeyecek, bâtılın geçersizliğini ortaya koyan, Hakkı ispat eden Rabbânî Âlimleri her zamanda hazırlayacaktır!