Geçtiğimiz sene aramızdan ayrılan Abdülmetin Balkanlıoğlu Hoca Efendi, son dönemde yetişen âlimler arasında, toplumda önemli izler bırakan ve bu yönüyle temâyüz etmiş olan mühim bir şahsiyettir. Hâl tercemesine bakıldığında, ömrünün Allah (Celle Celâluhû) yolunda hizmetle geçtiği açık bir şekilde görülür.
Şahsiyeti ve kendine has üslûbu ile gönüllerde taht kurmuş olan Abdülmetin Balkanlıoğlu Hoca Efendi, 1958 senesinde Çorum ilimizin Sungurlu ilçesine bağlı Aşağıfındıklı Köyü’nde dünyaya geldi. İlk ve ortaokul eğitimini tamamladıktan sonra, 1977 senesinde Çorum İmam-Hatip Lisesi’ni bitirdi. 1986 senesinde girdiği İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni, İslâmî ilimler alanında tedrîsât gayesiyle yarıda bıraktı.
Arapça eğitimini Emin Saraç Hoca’dan alan Balkanlıoğlu, 1977 tarihinde Şile’ye bağlı Ağca Hacıköyü’nde imamlık vazifesine başladı. 1978 senesinde Sarıyer Rumeli Efendi Köyü Camii’ne, 1980 senesinde Eminönü Hoşkadem Camii’ne atandı ve 1983′te tayin olduğu Fatih Müftülüğü’ne bağlı Acemoğlu Camii’nde uzunca bir süre imamlık vazifesinde bulundu. Bilhassa, hocaların susturulduğu 12 Eylül darbesi sonrasında, ilim-irfan ateşinin sönmemesi ve halkın ilim ve sohbetten mahrum kalmaması noktasında büyük bir boşluğu doldurdu.
Acemoğlu Camii imam hatiplik vazifesini sürdürürken Fatih Din Görevlileri Dernek Başkanlığı görevini de yürüttü. İlerleyen yıllarda, 28 Şubat sonrası gelişen süreçte Küçükçekmece ilçesine bağlı Kayabaşı Köyü’ne tayin olan Abdülmetin Balkanlıoğlu bundan sonraki dönemde hizmetlerine vaiz olarak devam etti. Nişanca Camii ve Mimar Sinan Camiileri başta olmak üzere, muhtelif camilerdeki mutat sohbetlerini vefâtına dek sürdürdü. Hizmet ehli olan hocamız, yurt içi ve yurt dışı hizmet hareketlerini daima destekledi.
Muhtelif vesilelerle tertip edilen sohbet ve konferanslarını yoğun bir şekilde sürdüren Abdülmetin Balkanlıoğlu Hoca Efendi, 20 Haziran 2018 Çarşamba günü yine bir konferans hazırlığı esnasında geçirdiği kalp krizi sonucu vefât etti. Evli ve iki çocuk babası olan Hoca Efendi, toplumun her kesiminin sevgisini kazanmıştı. Bu sevgi, Fatih Camii’nde edâ edilen cenâze namazı esnasında onu son yolculuğuna uğurlamak için toplanan mahşerî cemaatin yoğunluğuyla izhâr oldu. Fatih Camii’nde on binlerin iştirakiyle edâ edilen cenâze namazını müteakip Edirnekapı Sakızağacı Şehitliği’ne defnedildi.
Ümmet Şuurunun Yeniden Tesisi Konusunda Katkıları
İslâm Medeniyetinin parlak güneşiyle aydınlanan asırların sona ermesinin ardından, geçici bir zulmetin hâkim olduğu son iki asırda en çok ihtiyaç duyduğumuz şey, ümmet şuurunun yeniden tesisidir. Merhum Abdülmetin Balkanlıoğlu, bu şuurun tesisi noktasında önemli hizmetlerde bulunmuş, ülkemizin sınırlarını aşan faaliyet alanlarına, özellikle de camiamızın yurt dışı hizmet birimi olan İDDEF’in 4 kıtada 40 ülkeyi aşkın hizmetlerine fiilî destek sağlamış bir hizmet eri, samimi bir gönül insanı olarak dikkat çekmiş, kamuoyunun sevgi ve takdirini kazanmıştır.
Onun bu tavrı, Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve sSellem)in: “Mü’minler birbirlerini sevmede, birbirlerine karşı sevgi ve merhamet göstermede tek bir beden gibidir. O bedenin bir organı acı çektiği zaman, bedenin diğer organları da uykusuzluk ve yüksek ateş çekerler”[1] hadîs-i şerîfinde vurgulanan hassasiyeti yansıtan bir tavırdır.
Mü’minlere ve dahi yaratılmış olan her canlıya merhameti benimsemiş olan merhum Metin Balkanlıoğlu Hoca Efendi, bu genel tavrına mukabil, günümüzde insanlığın karşı karşıya bulunduğu mezalim karşısında son derece hassas ve hiddetkârdı. Küffarın sergilediği, insanlığa ve vicdana sığmayan tutuma karşı ziyâdesiyle tepkili ve İslâm dünyasını ikaz edip uyandırmaya yönelik bir tavır içerisindeydi. Allah Te‘âlâ’nın: “(O) Allâh’ın rasûlü Muhammed’dir. Onunla birlikte olan o kimseler; kâfirlere karşı pek şiddetlidirler, kendi aralarında ise çok merhametlidirler(, bu yüzden birbirlerini gördüklerinde mutlaka musâfahalaşırlar ve kucaklaşırlar).”[2] hitabının, bir mü’minde ne şekilde karşılık bulması gerektiği konusunda bizler için önemli bir örnekti. Karşılaştığı kimselerle musâfaha eder ve büyük bir samimiyetle kucaklaşırdı.
Millî ve mânevî değerlere tavizsiz bir bağlılık içerisinde olan hoca efendi, gerek 15 Temmuz darbe kalkışması gerekse ülkemizin bütünlüğünü tehdit eden diğer hâdiselerde hep meydanlarda olmuş, bu konuda halkın bilinçlenmesi ve teyakkuza hâlinde bulunması konusunda büyük bir gayret göstermiştir.
Vefâtının üzerinden geçen bir yılda; coşkulu kişiliği ve mümtaz şahsiyetinin, kendisine has üslûbuyla düzenlediği müfit sohbetlerinin derin bir hasreti içerisindeyiz. Kendisinden bakiye hoş hatıralar ve sohbetleri vesilesiyle istifâdemizi sürdürdüğümüz hocamızı vefâtının sene-i devriyesi vesilesiyle bir kez daha hasretle hatırlıyor, hayırla ve minnetle yâd ediyoruz. Cenâb-ı Hak’tan kendisine rahmet ve yüce makamlar temennî ediyoruz.
Dipnotlar