Hazreti Ebubekir (Radiyallâhu Anh)ın hilafeti zamanında İslâm orduları, Suriye ve Filistin topraklarında büyük fetihler yapmış ve Bizans’a bağlı olan birçok şehir ele geçirilmişti. Bizans İmparatoru Herakleios peşpeşe aldığı yenilgiler sebebiyle bizzat Antakya şehrine gelip, İslâm ordusunun ilerleyişini durdurmak ve elinden çıkan toprakları yeniden almak maksadı ile savaş hazırlığına başladı.
Bölgeye toplanan Bizans askerleri, Hristiyan arap kuvvetleri ile birleşmişti. Ayrıca orduya katılan Ermenilerle beraber mevcudu 100 bini bulan Bizans ordusu Yermük vadisinde toplanmaya başlamıştı. Bu gelişmeleri haber alan Ebu Ubeyde bin Cerrâh (Radiyallâhu Anh), ele geçirdikleri şehirlerden askerlerini çekerek, kendilerine gelen takviye kuvvetler ile beraber Yermük vadisinde buluşmaya karar verdi. [1]
İade edilen Cizye
Müslümanlar, sayıca çok üstün olan Bizans ordusuna karşı ellerinde ki şehirleri terk etmek zorunda kalacakları için, gayri müslim halktan toplanan cizye ücretlerinin geri iade edilmesine karar verdiler. Bunu duyan Hristiyan Dimeşk ve Humus halkı, İslâm’a ve Müslümanlara karşı büyük bir sadakat gösterdi. Hatta Müslümanların muzaffer olması için dua ettiler. Böylece Suriye şehirlerindeki İslâm askerleri Yermük vadisine doğru yola çıktı.
Irak cephesi komutanı Hâlid bin Velîd (Radiyallâhu Anh), Halife’nin emri ile Yermük Vadisinde toplanan İslâm ordusuna katıldı ve başkomutan olarak atandı. Böylece 100 tanesi Bedir ashabı olmak üzere 1000 sahabînin içinde olduğu 30 bin mevcuda yakın bir İslâm ordusu teşekkül etmiş oldu. Hâlid bin Velîd (Radiyallâhu Anh) ordusunu 38 küçük birliğe ayırarak savaş planını yaptı. Kendiside süvari birliğinin başına geçti. [2]
Büyük Zafer
636 yılının yaz aylarında 2 ordu karşı karşıya geldi ve savaş Bizans ordusunun şiddetli bir saldırısı ile başladı. İslâm ordusunun hatlarını yararak ilerleyen Bizans kuvvetleri üstünlük sağladılar. Lakin süvarileri ile fırsat kollayan Hâlid bin Velîd (Radiyallâhu Anh), Bizans süvarileri ile piyadelerinin arasına hücum ederek, 2 grubun arasını kesti. Böylece Bizans ordusu önce üstünlüğünü kaybetti, daha sonra ise bozguna uğradı. İslâm ordusu ise kendisinde 3 kat daha güçlü bir orduyu mağlub etmiş bulunuyordu.
Bizans ordu komutanı savaş meydanında öldürüldü ve askerleri tamamen dağıtıldı. Antakya’da olan İmparator artık Suriye topraklarında ki iddialarından vazgeçerek İstanbul’a dönmek zorunda kaldı. İslâm ordusu tekrar Dimeşk ve Humus şehirlerine girdi. Ardından Ebu Ubeyde bin Cerrâh, Amr bin Âs ve İyâz bin Ganm (Radiyallâhu Anhüm) gibi komutanların gayretleri ile Antakya, Halep, Kudüs, Kaysâriye ve Urfa fethedildi. Bizans toprağı olan Malatya’ya kadar ilerlenip, cizye vermeyi kabul etmesiyle, burasıda ele geçirildi.
Dipnotlar