Zekât Fakirin Hakkıdır
İslâm’ın beş şartından bir tanesi, malın temizlenmesine vesile olan zekât, nisap miktarına ulaşıp, aradan bir yıl geçmiş malı bulunan kullara, Allah’ın farz kıldığı bir ibadettir. Bu ibadet yapılırken zekâtı verende, alanda mallarındaki bereketi ilerleyen zamanda açık bir şekilde fark ederler. Zekât ibadetini veren kişi sevinmesi lazımdır, çünkü zekât fakirin hakkıdır. Hakkı, sahibine teslim ettiği için sevinir. Zekât ibadeti Kur’ân-ı Kerim’in muhtelif yerlerinde çokça zikredildiği gibi hâdis-i şerîflerde de methedilmiş, kulun kurtuluşuna vesile olacağı, cennete giden bir yolun da bu ibadetten geçtiği beyan edilmiştir.
Zekât Nedir? Zekâtın Hükmü Nedir?
Sözlükte artma, çoğalma, temizlik, bereket, iyi hal ve övgü anlamlarına gelen zekât, dinî bir terim olarak, zengin sayılan Müslümanların, mallarının belli bir bölümünü, karşılıksız olarak, dinen belirlenmiş olan yardıma muhtaç kimselere vermeleri demektir. Zekât; yukarıda belirtildiği üzere İslâm’ın beş temel ibadetlerinden biri olup, hicretin ikinci yılında, farz kılınmıştır. Günümüz toplumunun en büyük sorunlarından olan, fâiz ve ekonomik sıkıntıların kaynağında ise toplumun zekât ibadetini yerine getirmemesi yatıyor. Toplumun zengin kesimi zekât ibadetini yerine getirilmesi ile oluşacak en belirgin faydalar arasında, toplumdaki sınıflar arasında bir köprü oluşu, insanın nefsini ve malını temizleyici oluşu zikredilebilir.
Zekât Kimlere Verilir?
Zekâtın kimlere verileceği yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’de ayrıntılı bir şekilde belirlenmiş olup, hâdis-i şerîflerle de ayrıntılı olarak açıklanmıştır. “Sadakalar (zekâtlar) Allâh(-u Te‘âlâ)dan bir farz olarak ancak fakirlere, miskinlere, (hiçbir şeyi bulunmayan yoksullara), (sadakaların toplanması) üzerine memur olanlara, kalpleri (Müslümanlığa) alıştırılmak istenenlere, kölelere, esirlere, (borcundan fazla nisabı olmayan) borçlulara, Allâh(-u Te‘âlâ’nın) yolunda (çalışıp cihâd edenlere) ve yol oğluna (memleketinde zengin bile olsa, meşru bir maksatla sefer ederken muhtaç kalmış yolculara) mahsustur. Ve Allâh(-u Te‘âlâ) hakkıyla bilendir, ziyâde hikmet sahibidir.”[1]
Zekât Kimlere Verilmez?
Bir kimse usûl ve furûa, yani anne, baba, dede, büyükanne gibi büyüklerine ve evlatları, torunları gibi neslinden gelen kimselere, karı-koca birbirlerine muhtaç durumda bulunsalar bile zekât veremez; çünkü onlara bakmakla yükümlüdür.
Hayır Kurumlarına Zekât Verilebilir mi?
İhtiyaç sahiplerinin hakkı olup da onlara ulaştırılması gereken zekâtın verilebileceği sınıflar Tevbe Sûresi’nin 60. âyet-i kerimesinde belirtilmiştir. Zekâtlarınızı ihtiyaç sahiplerine, kendilerine bağış yolları vasıtasıyla yapılan ödemeleri âyet-i kerîmede belirtilen sınıflara ulaştırma konusunda hassasiyet sahibi olan kurumlar aracılığıyla ulaştırabilirsiniz.
Günümüzde, zekât verme görevi, tamamen Müslüman zenginlerin vicdanlarına bırakılmıştır. Bu haliyle, bu farz ibadeti yerine getirmeyene hukuki bir ceza öngörülmüyorsa da naslarda zekât ödemesini yapmayanlar cehennem azabı ile tehdit edilmişlerdir.
Dipnotlar
[1] Tevbe Sûresi, 60.