Bir serçe babalarından miras kalan yuvasını bırakıp leylek yuvasının yanındaki bir boşluğa yerleşti. Ona: Böyle küçük bir cüssen ile o kadar büyük bir canlının yanında komşu olman ve oturma yerini onun mahallesine taşıman münasebetsiz bir iş olmaz mı? Serçe şöyle cevap verdi: Ben de bu kadarını bilirim. Ama bildiğim ile amel edemiyorum. Benim eski evimin komşusu bir yılandı. Her sene yavru çıkarıp onları zorluklarla besleyip büyüttükten sonra birden yuvama gelip yavrularımı yerdi. Bu sene ondan kaçtım ve bu büyük kuşun devletinin eteğine asıldım. Umarım ki benim hakkımı (intikamımı) ondan alır ve (o yılan) her sene benim çocuklarımı kendisine bir lokma ettiği gibi, bu sene leylek, o yılanı kendi çocuklarına lokma olarak verir.
Şiir:
چُو رُوبَاهْ دَرْ بِيشَهِء شِيرْ بَاشَدْ
زِيَدْ أمِينْ أزْ چَنْگالِ گُرْگَانْ
زِبِيدَادِ خُرْدَانْ أمَانْ يَابَدْ آنْ كَسْ
كِه گِيرَدْ وَطَنْ دَرْ جِوَارِ بُزُرْگانْ
Tilki aslanın ormanında olduğu zaman
Kurtların pençelerinden güvende yaşar.
Küçük zalimlerden kurtuluş bulan
O kimse büyüklerin civarında yaşar.
(Molla Abdurrahman-i Câmî, Bahâristân)
Büyük zatlarla beraber olmak, insanı birçok manevî müşküllerden kurtarır. Onların nasihat, öğüt, feyiz ve maneviyatı, hasta gönüllere ilaç gibidir. Sâlihlerle beraber olmanın ehemmiyetine binaen Mevla Te‘âlâ da bunu her Müslümana emir buyurmaktadır: “Ey iman edenler! Allah’tan sakının ve sadıklarla beraber olun.” (Tevbe Sûresi:119)
Birçok âlim sâlih insanlarla beraber olmayı, dünyanın en büyük nimetlerden saymışlardır. Nitekim İmam Şafiî’nin (Rahimehullâh) şöyle söylediği nakledilir: “Bu dünyada sabah namazlarında kaim olmak ve hayırlı kullarla beraber olmak bulunmasaydı, burada daha fazla kalmayı temenni etmezdim.”