Çarşamba, Manyasızâde Caddesinde bulunan İsmailağa Câmii, H.1136/M.1723 tarihinde, Rumeli Kadılarından Alaiyeli İbrahim Efendi’nin oğlu Şeyhülislam İsmail Efendi (Rahmetullâhi Te’âlâ Aleyhimâ) tarafından kendi adına ve kendi evi yerine fevkâni olarak yaptırılmıştır.
İsmailağa Camii’nin Mimari Yapısı
Cami, Lâle devri Osmanlı mimarisinin barok üsluba geçiş örneklerinden biri olarak, kâgir ve kubbelidir. Ana kubbenin iki yanında üçer küçük kubbe daha yer almakta ve her iki yanında duvara oyulmuş iki mermer mihrap bulunmaktadır. En, boy ve yükseklik bakımından Kâbe-i Şerîf’in ölçülerine göre yapılmıştır. 1894 yılında İstanbul’da meydana gelen büyük depremde harap olmuş ve minaresi yıkılmıştır.
Caminin Harap Ve Metrûk Dönemleri
1922 senesine kadar faaliyette olan cami ve medreseden nice âlimler ve salihler yetişmiştir. Osmanlı Devleti’nin yıkılışını müteakiben tekke ve medreselerin kapatılmasıyla İsmailağa Camii ve medresesi, metrûk ve bakımsız bir hale gelmiştir. Cami ve çevresinin bu dönemde, bakırcı ve kalaycıların meskeni haline geldiği, bir süre ahır olarak kullanıldığı rivayet edilmiştir.
Caminin Tamirat ve Tadilatını Başlatan Mânevî İşâret
Efendi hazretlerimizin Şeyhi Ali Haydar Efendi (Kuddise Sirruhû) hazretlerinin büyük oğlu Şerif Ağabey bir rüya görür. Gördüğü rüyada Camii Şerîfin bânîsi İsmail Efendi’nin (Rahmetullâhi Te’âlâ Aleyh) kabrinin bulunduğu kabristanlıktan İsmailağa Camiini gösteren bir kol uzanır ve: “Ne Durursuz! Bu Câmiyi Niçin Tamir Etmezsüz?” nidası işitilir. Rüya, Ali Haydar Efendi hazretlerine (Kuddise Sirruhû) anlatıldığında caminin tamir edilmesini emir buyurarak Cennet mekân Abdulhamid Hân (Rahmetullâhi Te’âlâ Aleyh) tarafından kendilerine hediye edilmiş olan altınları da caminin tamiri için infâk ederler. İsmailağa Camiinin, vakıfların gözetiminde geçirdiği tamirat ve tadilat dönemi 1952’de son bulur ve askerliğini henüz tamamlamış olan Mahmud Efendi hazretleri (Kuddise Sirruhû), 1954 yılında Ali Haydar Ahıskavî Hazretleri’nin (Kuddise Sirruhû) emriyle imamlığa başlarlar.
Günümüzde İsmailağa Camii
İsmailağa Camii, Efendi Hazretlerimizin (Kuddise Sirruhû) imamlık vazifesine başladığı dönemden itibaren birkaç kez daha tadilat görmüş, son yapılan çalışmaların ardından cami, hazîre ve Şeyhülislâm Mehmed Esad Efendi (taş medrese olarak da bilinir) aslına uygun olarak yenilenmiş şekliyle, nezih bir hale kavuşturulmuştur. İsmailağa Camii, Efendi Hazretlerimizin vazifeye başladığı ilk günden bugüne dek cami hüviyetinin yanı sıra, haziresi, Şeyhülislâm Mehmed Esad Efendi Medresesi; ilimden eğitime, emri bil maruftan sosyal hizmetlere, her alanda yurt dışı faaliyetlerinden muhtelif organizasyonlara kadar bir dizi faaliyetleri bünyesinde barındıran İsmailağa Camii İlim ve Hizmet Vakfı ve çeşitli federasyon ve dernekleriyle birlikte; vakıf, ilim ve irşad merkezi olma hüviyetini günümüzde de halen muhafaza etmektedir.