Cuma günü, birçok fazîleti içinde birleştirmiş mübârek bir gündür. Bu fazîletlere erişmek için Cuma namazını edâ etmekle beraber yapılması gereken başka görevler de vardır. Bunlar Cuma namazı gibi farz olan amellerden değilse de, bir kısmı vâcib derecesinde, bir kısmı sünnet, bir kısmı ise müstehâb olarak hükümlendirilmiş amellerdir.
Cuma günleri temiz ve mümkünse yeni elbise giymek, yeni bir elbiseyi Cuma gününe tahsis etmek de sünnette yer alan hususlardandır. Esasında sadece Cuma namazı kılma amacıyla mescide gitmek için değil, insanların toplandığı herhangi bir cemiyete gitmeden önce temizlenmek müstehâbdır. Bu noktada; erkek-kadın, mukim, misafir arasında herhangi bir fark yoktur. Temizliğin yanında güzel ve temiz giyinmek, güzel kokular sürünmek ve misvaklanmak da mendubdur.
Muhammed İbnü Yahya İbnü Hibban (Radıyallahu Anh) anlatıyor: “Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buyurdular ki: Sizden biri bolluğa erince iş elbisesinden başka bir de cum’a elbisesi edinirse üzerine (bir vebal) yoktur.“[1] Abdullah İbnu Selâm (Radıyallahu Anh), aynı hadisi, “iki parçalı bir elbise” olarak rivayet etmektedir.
Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)in bu irşadı hutbe sırasında beyan ettiği belirtilmiştir. Söz konusu hadis, Cuma günü güzel ve temiz elbise giymenin ve hatta sırf cumaya mahsus bir takım bulundurmanın müstehab olduğunu ifade eder. Böylece cuma ve bayramlarda giyilmek üzere hususi bir elbise bulundurmanın dinen reddedilen bir israf sayılmayacağı beyan edilmiş bulunulmaktadır.
Nitekim, Ebu’l-Ahvas (Radıyallahu Anh) babasından naklederek şöyle anlatmıştır: “Üzerimde adi bir elbise olduğu halde Resulullah (Aleyhissalâtu Vesselâm)ın yanına gelmiştim. Bana, ‘Senin malın yok mu?’ diye sordu. ‘Evet var!’ cevabıma, ‘Hangi çeşit maldan?’ sorusunu yöneltti. ‘Her çeşit maldan Allah bana vermiştir (deve, sığır, davar, at, köle, hepsinden var)’ demem üzerine, ‘Öyleyse Allah Teâla sana bir mal verdiği vakit Allah’ın verdiği bu nimetin eseri ve fazileti senin üzerinde görülmelidir!’ buyurdular.”[2]
Ebu Zerr (Radıyallahu Anh) anlatıyor: “Resûlullah (Aleyhissalâtu Vesselâm) buyurdular ki: Cuma günü, kim güzelce yıkanır, mükemmelce temizliğini yapar, iyi elbiselerini giyer, ailesinin kokusundan Allah’ın takdir ettiğini sürünür, sonra da cuma namazına gider; camide boş söz etmez, oturan iki kişinin arasına girmezse, o cuma ile önceki cuma arasındaki (küçük günahları) affedilir.“[3]
Yeni ve temiz elbise, hem Cuma namazına gelen insanların, iş elbiselerinin neşredeceği nahoş kokulardan uzak tutulmalarını sağlayarak mescidleri daha cazip ve huzurlu kılar, hem de Müslümanların bayramı olan Cuma gününe tazim ifade eder. Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulmuştur:
“Ey iman etmiş olan kimseler! Cuma günü o (cuma) namaz(ı) için (ezan okunularak) çağrıda bulunulduğu zaman, hemen Allah’ın zikri (olan cuman namazının ikamesi)ne koşun ve alış-veriş (gibi tüm muameleler)i bırakın! İşte size! Bu (alış-verişin geçici kârından) sizin için daha iyidir! Eğer (kalıcı olan hayır ve şerri) bilmekte bulunmuş olduysanız (sonsuz ticareti tercih ederdiniz)!”[4]
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır’ın, ‘Hak Dini Kur’an Dili’ adlı meşhur tefsirinin söz konusu ayete ilişkin açıklamalarında, “Cuma’ya erken gitmek, gusül abdesti ile beraber hoş koku sürünmek, misvak kullanmak ve güzel elbiseler giymek müstehabdır” denilmiştir. Cuma günleri bu bilinçle ihya edilmeli, temizliğimizin yansımaları bütün günlere teşmil kılınmalıdır.
Dipnotlar
[1] Ebu Davud, Salat 219, 1078; İbnu Mace, İkametu’s-Salat 82, 1095)
[2] Nesaî, Zinet 83, (8, 196)
[3] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları, 17/53-54.
[4] Cuma Suresi, 9. ayet