Gün ve gece birbirine zaman yönünden bağlı olduğu gibi, fazîlet yönünden de bağlıdır. Dolayısıyla gündüzü fazîletli olan günlerin geceleri de fazîletlidir ve o geceleri ihyâ karşılığında büyük mükâfatlar vardır. Âşûrâ gününü ihyâ açısından, bu güne özel orucun yanı sıra, gecesi ve gündüzüne mahsus namazları ve duâları da önem taşımaktadır. Âşûrâ günü okunacak duâlar ve işlenmesi tavsiye edilen 25 haslet hakkında mâlumat almak için tıklayınız…
Âşûrâ Gecesini İhyâ Etmenin Fazîleti
Ebû Hureyre (Radıyallâhu Anh)dan rivâyet edilen bir hadîs-i şerîfte şöyle buyrulmuştur: “Her kim o günde oruç tutarsa, kırk seneye kefâret olur (o kadar günahı da olsa silinir). Âşûrâ gecesini ihyâ edip de o günde oruçlu sabahlayan kimse (çok kolay öleceği için) öldüğünde nasıl öldüğünü bilmez.[1]
Hazreti Ali (Radıyallâhu Anh)dan rivâyet edilen bir hadîs-i şerîfte Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: “Her kim Âşûrâ gecesini (ibâdetle, zikirle, namaz ve duâlarla geçirerek) ihyâ ederse, Allâh-u Te‘âlâ da onu dilediğince ihyâ eder.”[2]
Âşûrâ Gecesi Namazları
1- Ebû Hureyre (Radıyallâhu Anh)dan rivâyet edildiğine göre: “Her kim Âşûrâ gecesinde dört rekât kılar, her rekâtta bir kere Fâtiha, elli kere İhlâs Sûresi’ni okursa, elli sene geçmiş, elli sene de gelecek günahları bağışlanır ve Allâh-u Te‘âlâ onun için Mele-i E‘lâ’da (yüksek melek cemaatleri içerisinde) nurdan bin minber bina eder.”[3]
2- Hazreti Âişe (Radıyallâhu Anh)dan rivâyet edildiğine göre Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)şöyle buyurmuştur: “Her kim Âşûrâ gününde ve (ya) gecesinde her rekâtta Fâtiha Sûresi ve üç kere İhlas Sûresi okuyarak yüz rekât kılar, namazı bitirdikten sonra yetmiş kere:
سُبْحَانَ اللهِ والحَمْدُ للهِ وَﻻَ إِلهَ إِﻻَّ اللهُ وَ اللهُ أَكْبَرُ وَﻻَ حَوْلَ وَﻻَ قُوَّةَ إِﻻَّ بِاللهِ العَلِيّ الْعَظِيمْ
“Bütün tenzihler Allâh’a âittir. Bütün hamdler Allâh’a mahsustur. Allah’tan başka hiçbir ilâh yoktur. Allâh her şeyden büyüktür. O en büyük ve en yüce olan Allâh’ın yardımı olmadan hiçbir ibâdete kuvvet ve hiçbir günahtan dönüş imkânı yoktur’ der, ardından yetmiş kere istiğfar eder, daha sonra da yetmiş kere bana salât ederse, öldüğü zaman Allâh-u Te‘âlâ onun kabrini misk ve anberle doldurur.”[4]
“Ravzatu’l-Ulemâ” isimli eserde zikrolunduğu veçhile; Âişe (Radıyallâhu Anhâ)dan rivâyet olunduğu üzere: “Bu namazı kılan kişi öldüğü zaman kabri misk ve anberle doldurulur, kabre konan herkesin tüyleri dağılır ama bu namazı kılanın kabrinde tüyleri dahi bozulmaz. Kabrinden çıkartıldığı zaman yüzü dolunay gecesi gibi nurlu olur ve kocasının evine hazırlanıp götürülen gelin gibi cennete götürülür.”[5]
3- Ebû Hureyre (Radıyallâhu Anh)dan gelen bir hadîs-i şerîfe göre: “Âşûrâ gecesi (veya günü) iki selâmla dört rekât kılar; her rekatta, bir Fâtiha, bir Zilzâl, bir Kâfirûn, bir de İhlâs Sûrelerini okur. Namazı bitirince de Nebî (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)e yetmiş defa salevât okur.”[6]
Âşûrâ Günü Namazları
1- İmâm-ı Echûrî’nin naklettiği bir hadîs-i şerîfe göre: “Âşûrâ günü her rekâtta bir Fâtiha, on bir veya on beş İhlâs okuyarak dört rekât kılan kişinin elli sene geçmiş, elli sene de gelecek günahlarını Allâh-ü Te‘âlâ mağfiret eder. O gün iki rekât dahi kılan bütün sıddıkların amelleriyle Allâh-ü Te‘âlâ’ya yakınlaşmış gibi olur.”[7]
2- Güneş doğduğu zaman kişi gusül abdesti alır, yeni elbiseler giyinir, sonra bir avuç su alıp onunla başını mesh eder ve “Allâh yeter ve kâfidir. Allâh duâ edeni işitir. Allâh’dan öte varılacak hiçbir şey yoktur. Allâh’ın ipine tutunan kurtulur” zikrini söyler.
Daha sonra iki rekât kılar. İlk rekâtta Fâtiha Sûresi’nden sonra Âyete’l-Kürsî, ikinci rekâtta ise Fâtiha Sûresi’nden sonra Haşr Sûresi’nin son âyet-i kerîmelerini (Hüvellâhüllezî’den aşağısını) okur. Namazdan sonra Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)e salât-ü selâm getirir ve şu duayı okur: “Ey öncekilerden evvel olan! Ey sonrakilerin âhiri olan! Senden başka hiçbir ilâh yoktur, ilk yaratmış olduğun şeyi bugün yarattın, son yaratacağın şeyi de bugün ’ yaratacaksın. Muhammed (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) ve âl-i ashâbı hakkı için bugün dostlarına, peygamberlerine ve seçkin kullarına verdiğin şeylerin en hayırlısını ve bugün onlara ikram ettiğin şeylerin en nasiplisini bana da ver.”[8]
3- Ebû Hureyre (Radıyallâhu Anh)dan rivâyet edilen bir hadîs-i şerîfte Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: “Her kim Âşûrâ günü öğle ile ikindi (namazları) arasında kırk rekât kılar, her rekâtta bir kere Fâtiha, on kere Âyete’l-Kürsî, on bir kere İhlâs Sûresi, beş kere de Felak-Nas Sûrelerini okur, selâm verdiğinde de yetmiş kere istiğfar ederse, Allâh-u Te‘âlâ ona Firdevs (cennetin)de öyle beyaz bir kubbe verir ki, onun içerisinde genişliği üç bu dünya kadar olan, yeşil zümrütten bir ev vardır. O evde nurdan öyle bir döşek vardır ki, o sedirin ayakları hoş kokulu anberdendir, o döşeğin üzerinde de zâferan (safran)dan bin yaygı vardır.”[9]
4- ‘Şerhu Şir‘ati’l-İslâm’ isimli kıymetli eserin müellifi Seyyid Ali Zâde (Rahimehullâh)ın beyânı veçhile; “Kişi kıyâmet gününde hasım (düşman)larını râzı etmek niyetiyle Âşûrâ günü dört rekât namaz kılıp, birinci rekâtta Fâtiha’dan sonra on bir kere İhlâs suresi, ikinci rekâtta Fâtiha’dan sonra üç kere Kâfirûn ve on bir İhlâs Sûresi, üçüncü rekâtta Fâtiha’dan sonra bir kere Tekâsür, on bir kere de İhlâs Sûresi, dördüncü rekâtta Fâtiha’dan sonra üç kere Âyete’l-Kürsî ve yirmi beş kere İhlâs Sûresi okursa Allâh-u Te’âlâ onu kabrin şiddetlerinden kurtarır ve kıyamet günü ondan râzı kılar.”
“er-Risâletü’z-Zevkiyye’’ isimli eserde zikrolunduğuna göre bu namaz Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)den naklolunmuştur ve çok fazîletleri vardır. Bu namaz senenin altı günü; Âşûrâ günü, terviye günü, arefe günü, kurban bayramı günü, Şa’bân’ın on beşinci (beraat) günü ve Ramazân’ın son Cumâ günü kılınır.[10]
5- Bir rivâyete göre Âşûrâ günü kişi bir selamla altı rekât kılar. Her rekâtta Fâtiha Sûresi’nden sonra Şems Sûresi, Duhâ Sûresi, Zilzâl Sûresi, İhlâs Sûresi ve Felak-Nas Sûrelerini okur. Namazdan sonra secde eder ve secdede yedi kere Kâfirûn Sûresi okur. Sonra hangi duâyı ederse etsin duâsı kabul olunur. Sonra da şu duayı okur:
“Ey Allâh! Sen beni Sana dua edip kabul ettiğin, Sana îmân edip hidâyet ettiğin, Senden isteyip lütfettiğin, Sana tevekkül edip her işine kifayet ettiğin ve Sana yakınlaşmaya çalışıp Kendine yakın ettiğin kullarından eyle. Ey Allâh! Geçimimi benim için bollaştır, müminlerin kalplerinde benim sevgimi halk eyle. Ey Allâh! Ben Senden Sana hakîkî manada îmân isterim, bolca rızık isterim, dünya ve âhiret belâlarından âfîyet dilerim ve dünya-âhiret güzel son ve akıbet niyaz ederim”[11]
Dipnotlar
[1] Abdülkâdir el-Geylânî, el-Ğunye, 2/89
[2] a.y.
[3] Abdülkâdir el-Geylânî, el-Ğunye, 2/88; Süyûtî, el-Le’âli’l-Masnua, 2/109-110; îbnü Arrâk, Tenzîhü’ş-Şerî’a, 2/150-151
[4] Seyyid Ali Zâde, Şerhu Şir‘ati’l-İslâm, sh:217
[5] a.y.
[6] Abdülkâdir el-Geylânî, el-Gunye, 2/88
[7] Mâü’l-ayneyn, Na‘tü’l-bidâyât, sh:16
[8] Muhammed ibni Hatîrüddîn, el-Cevâhiru’l-Hams, sh:49
[9] el-Cûzekânî, es-Süyûtî, el-Le‘aili’l-Masnû‘a, 2/54-55; İbnü Arrâk, Tenzîhü’ş-Şerî‘a, 2/89
[10] Seyyid Ali Zâde, Şerhu Şir’ati’l-İslâm, sh:217
[11] Muhammedi bni Haürüddîn, el-Cevâhiru’l-Hams, sh:48-50