Bizlere sayısız nimetleri bahşeden ve bir hicrî sene başına daha ulaştıran Rabbimize nihâyetsiz hamd-ü senâlar olsun. Salât-ü Selâm, bizlere vahyi ulaştıran, ebedî saadet ve felâhın yollarını gösteren, meşrû olan her işte en güzel örnek olan Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)e olsun.
Bugün itibarıyla, hürmete ve ihyâya lâyık Muharrem ayına mülâki oluyoruz. Bu, hiç şüphesiz yüksek bir lütuf ve büyük bir ihsândır. Şuur sahibi bir mü’min, bu müstesna ayın girişiyle, eksiklik ve kusurlarını gözden geçirir, tevbe ve istiğfâr ile gelecek sene içerisinde kulluk vazifelerini en iyi şekilde nasıl yerine getirebileceğini hesap eder.
Muharrem ayıyla özdeşleşmiş olan hicret, bir mü’min için, Allah Te‘âlâ’nın rızâsına uygun olmayan işlerden korunup O’nun (Celle Celâluhû) rızâsına uygun olan işlere yönelmeyi ve her türlü fedakârlığı göze alabilmeyi ifade eder.
Âlem-i İslâm’ın içerisinde bulunduğu zorluklar, tüm mü’minlerin her daim dertlenmesi ve salâhın vaki olması için Allah Te‘âlâ’ya gönülden iltica etmesi gereken bir durumdur. Belâlardan ve musibetlerden Mevlâ Te‘âlâ’ya topyekûn sığınmak ve tevbeyi de topluca yapmak bu müstesna günlerde çok daha tesirlidir.
Bu duygu, düşünce ve hatırlatmalarla, hicrî sene başının hayırlara vesile olmasını diler, Cenâb-ı Hakk’ın bizleri; İslâm’ın ve ilmin izzetinin yeniden parladığı, İslâm âleminin huzûr ve sükûna kavuştuğu, takvâ anlayışının ümmet içerisinde ziyâdesiyle yaygınlaştığı ve hicret şuurunun tesis edildiği senelere ulaştırmasını niyâz ederiz…
İsmailağa Camii İlim ve Hizmet Vakfı