Toplumsal dayanışmanın tesisinin yanında, varlık bilincinin hakikate uygun şekilde kazanımını sağlayan malî ibadetler, Allah Te‘âlâ’ya kurbiyet (manevî yakınlık) açısından da büyük önemi hâizdir. Sadaka vermek belli bir vakit tayin edilmemiş bir ibadet olmakla birlikte, bazı zaman dilimlerinde icrâsı, dinî açıdan daha fazîletlidir. Nitekim Zilhicce ayının ilk on günü de bu anlamda üstün bir zaman dilimidir.
Abdullah ibni Abbâs (Radıyallâhu Anhümâ)dan rivâyet edilen bir hadîs-i şerîfte Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: “Allâh Te‘âlâ indinde Zilhicce’nin ilk on gününden daha makbul ve amellerin Allâh Te‘âlâ’ya daha sevimli olduğu başka bir gün yoktur.” Bunun üzerine Sahâbe-i Kirâm: “Yâ Rasûlellâh! Onun benzeri bir gün Allah Te‘âlâ yolunda cihadda da yok mudur?” diye suâl edince, cevaben şöyle buyurmuştur: “Onda da yoktur. Ancak Allah Te‘âlâ yolunda malıyla ve canıyla cihâda çıkıp da (şehid olup) onlardan hiçbir şeyle geri dönmeyen kimse müstesna.”[1]
Zilhicce ayının ilk on gününde amellerin daha kıymetli olduğunu ifade eden bir başka hadîs-i şerîfte de şöyle buyurulmuştur: “Allah Te‘âlâ katında Zilhicce’nin ilk on gününde yapılan amellerden daha kıymetlisi yoktur. Bu günlerde tesbîhi, tahmîdi, tehlîli ve tekbîri çoğaltın!”[2] Bu günlerde amellerin makbuliyeti ve üstünlüğü, konuyla ilgili bir başka hadîs-i şerîfte şöyle ifade buyurulmuştur: “Elbette ki o (Zilhiccenin ilk onundaki) günlerden bir günün orucu bir senelik oruca denktir. O günlerdeki (sair) ameller de yedi yüz kat katlanır.”[3]
Zilhicce Ayının İlk On Gününde Sadakanın Fazîleti
Amellere karşılık mükâfatın daha yüksek olacağı haber verilen Zilhicce ayının ilk on gününde sadaka vermenin fazîleti hakkında şöyle buyurulmuştur: “Bu (Zilhicce ayındaki ilk) on günde bir fakire sadaka veren, Allah Te’âlâ’nın tüm nebîlerine ve raûllerine yardım etmiş gibi olur. Bu günlerde hasta ziyaret eden, Allah Te’âlâ’nın tüm velîlerini ve seçkin kullarını ziyaret etmiş gibi olur. Bir cenaze ardında giden, tüm şehidlerin cenâzesine katılmış gibi olur. Bir mü’mini giydireni, Allah Te’âlâ Cennet hullelerinden giydirir. Bir yetime iyilikte bulunanı, Allah Te’âlâ kıyamet günü Arş’ın gölgesi altında bulundurur. İlim meclislerinin birinde hazır bulunan, sanki tüm enbiyânın ve rasûllerin meclislerinde bulunmuş gibi olur.”[4]
Arefe Gününde Sadaka Vermenin Hususî Fazîleti
Zilhicce ayının ilk on günü içinde yer alan Terviye ve Arefe günlerinin de, Kurban Bayramının birinci günü gibi ayrı birer hususiyeti vardır. Arefe günü her türlü ibâdet artırmak ve oruç tutmak tavsiye edilmekle birlikte, sadaka vermek de fazîleti konusunda hususî deliller vârid olmuş bir ameldir. Bu konuyla ilgili bir rivâyette şöyle gelmiştir: “Her kim Allah (Celle Celâluhû) rızâsı niyetiyle Arefe gününde sadaka verirse, Allah Te‘âlâ o kişiden bunu kabul eder ve bu, sene boyunca veremediği bütün sadakaların sevabına yetişmiş olur.”[5]
Bu müstesna günleri ihyâ niyetiyle sadakayı artırmalı, gerek ihtiyaç sahiplerini gerekse kalıcı eserleri destekleyerek üstün fazîlet ve mükâfatlara talip olmalıyız.
Aşevi Hizmetlerimiz ve Sosyal Yardımlarımız
Peygamberlerin sünnetinden olan ihtiyaç sahiplerine ikrâm ve yardımda bulunma hasletini, varlıklı kimselerden ihtiyaç sahiplerine ulaşan mânevî bir köprü olarak sürdürüyoruz. Her gün on bin kişilik sıcak yemek kapasiteli aşevimizle, her ay yüzlerce aileye, medreseye ve âfetzede kardeşlerimize ulaşan sosyal yardımlarımızla, bağış ve desteklerinizi hayra dönüştürüyoruz..
Sizler de bu hizmetlere ve hayra destek sağlayabilir ve hâsıl olacak ecir ve mükâfata ortak olabilirsiniz. Detaylı bilgi ve bağış için tıklayınız.
Dipnotlar
[1] Buhârî, 928; Tirmizî, 754; Ebû Dâvûd, 2428; İbn Mâce, 1727.
[2] Abd ibni Humeyd, el-Müsned, 1/257.
[3] El-Beyhakî, Şu‘abü’l-Îmân, No. 3481, 7/343.
[4] Abdulkadir el-Geylanî, el-Ğunye, 2/42.
[5] Hakimü’t-Tirmizî, Esrâru’l-Hac.