Asıl ismi, Ebû Yûsuf Abdullah bin Selâm bin El-Hâris’dir. Yahudi olan Beni Kaynuka kabilesine mensup olarak Medine’de dünyaya geldi. Hazreti Yusuf (Aleyhisselâm)ın soyundan geldiği rivayet edilir. Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) tarafından ismi değiştirilmeden önce Husayn diye anılırdı. Babası olan Selâm, bir Yahudi alimi idi. Kendiside onun elinde yetişerek eğitimine başladı. Babası ona ahir zaman peygamberinin vasıflarını anlatmıştı.
Tevrat ve Talmud’u babasından okudu ve Medine’deki yahudilerin meşhur âlimlerinden oldu. Onun, Şuarâ sûresinin 197. âyetinde zikredilen “İsrâiloğulları âlimleri”nden olduğu, ayrıca Rad sûresinde konu edilen “kitap bilgisine sahip” kişiyle de kendisinin murad edildiği rivayetleri vardır. Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) tarafından cennetle müjdelenmişti ve ashâb tarafından bir âlim olarak hürmet edilirdi.
Müslüman Oluşu
Rasûlüllah (Sallâllâhu Teâlâ Aleyhi ve Sellem)in Medine’ye hicretinden sonra, misafir olduğu Eyyüb El-Ensarî (Radiyallâhu Anh)ın evinde kaldığı sırada onunla görüştü. Bu görüşme esnasında sorduğu sorulara tatmin edici cevaplar aldıktan sonra, kelime-i şehâdet getirerek müslüman oldu. [1] Rasûlüllah (Sallâllâhu Teâlâ Aleyhi ve Sellem) diğer Yahudi ileri gelenleri ile görüşerek onları İslâm’a davet etti. Onlardan red cevabı alınca ise onlara Abdullah bin Selâm (Radiyallâhu Anh)ı sordu.
Yahudi ileri gelenleri onun hakkında müsbet konuştuktan sonra onlara, “Abdullah bin Selâm, Müslüman olursa, siz ne dersiniz?” diye sordu. Onlarda, “Hâşâ! Abdullah İbni Selâm, hiçbir vakit Müslüman olamaz!” diye cevap verdiler. Bunun üzerine Abdullah bin Selâm (Radiyallâhu Anh) odaya girerek onlara, Müslüman olduğunu ilan etti ve onları da İslâma davet etti. Bu olay üzerine çok şaşıran ve öfkelenen Yahudi ileri gelenleri gene iman etmeyerek orayı terk ettiler. [2]
Savaşları ve Vefatı
İman ettikten sonra Uhud savaşına iştirak etmiştir. Beni Nâdir kuşatmasında hazır bulunmuş ve Beni Kureyza esirlerinden sorumlu olarak vazife yapmıştır. Yahudiler ile yapılan münazaralarda onların iddialarını çürütür ve her zaman galip gelirdi. Hazreti Ömer (Radiyallâhu Anh) hilafeti zamanında Kudüs’ün fethine ve Nihâvend savaşına katıldı. Hazreti Osman (Radiyallâhu Anh)ın şehid edilmesine mani olmaya çalıştı. Ayrıca Hazreti Ali (Radiyallâhu Anh)a nasihatlerde bulundu.
Ebû Hüreyre, Enes bin Mâlik, ve Zürâre bin Evfâ (Radiyallâhu Anhüm) gibi zatlar ondan hadis rivayet etmiştir. Kendisinden 25 adet hadis nakledilmiştir. Muaz bin Cebel (Radiyallâhu Anh) vefat edeceği anda, kendisinden sonra ilim alınmasını tavsiye ettiği sahabîlerden biriydi. Zengin olmasına rağmen sade ve basit bir hayat yaşardı. Muaviye (Radiyallâhu Anh) hilafeti zamanında, 662 yılında vefat etmiştir. Allah (Celle Celâluhû) şefaatlerine mazhar eylesin.
Dipnotlar