Berâet gecesi, mânâsı olan af ve bağışlanma ile bütünleşmiş, af kapılarının ardına kadar açıldığı müstesnâ bir gecedir. Kaynaklarda daha çok ‘Şa‘bân-ı Şerîf’in Orta Gecesi’ olarak geçen bu mübârek geceyi hep birlikte idrâk edeceğiz inşaAllâh.
Müfessirlerden bir kısmı Duhân Sûresi’nin ilk ayetlerinde vurgulanan gecenin Berâet Gecesi olduğu kanaatindedirler. Bu mübârek gecenin fazîletleri hadîs-i şerîflerde de açıkça beyân edilmiştir. Peygamber Efendimiz (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem)in Şa‘bân-ı Şerîf’in ortasındaki gece olan bu gecede Cennetü’l-Baki‘ kabristanına giderek duâda bulunduğu ve Hazreti Âişe (Radıyallâhu Anhâ) vâlidemize bu gecenin fazîletlerini aktardığı kaynaklarımızda açık bir şekilde yer almaktadır.
Hadîs-i Şerîflerde geçtiğine göre bu mübârek gecede insanların affı başta olmak üzere meşrû istek ve taleplerine mukabele edilecek hatta Allah Te‘âlâ’nın rahmeti dünya semâsına tecelli edecek; vazifelendirilmiş olan bir melek: “yok mu bağışlanmak isteyen, yok mu bir talebi olan…” şeklinde nidâ edecektir.
Bu mübârek geceyi fazîletli kılan delillere, gecenin ehemmiyeti ve fazîletlerine, geceyi ihyâ etme yolları ve gecede bağışlanmayacak olan zümrelerin beyanına site içeriğimizde daha evvel yayımlanmış olan müstakil makalelerimizden erişim sağlayabilirsiniz.
Berâet Gecesinde Yapılması Tavsiye Edilen Bir Duâ
Berâet Gecesinde Affedilmeyecekler
Dikkat Edilmesi Gereken Bazı Hususlar
Gönül semtimizi sene içinde zaman zaman şereflendiren bu mübârek geceleri elbette ki ihyâ etmeliyiz; fakat bu hassasiyeti yalnızca mübârek gecelere hasreden muvakkat kimselerden de olmamalıyız. Bu gecelerde elde edeceğimiz niyet, hassasiyet ve samimiyeti, senenin tamamına teşmil etme konusunda gayret sarf etmeliyiz. Afv ü mağfiretin mânâ bulduğu gece olan Berâet Gecesi’ni ihyâ noktasında evvela günahlardan büyük bir pişmanlıkla istiğfâr ve tevbe edilmeli, bu geceyi büyük bir kararlılıkla geçirmeye gayret edilmeli ve böylece bu gecede affedilecek zümre arasında dâhil olmaya çalışılmalıdır. Peygamber Efendimiz (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem)in: “Şüphesiz iman, sizden birisinin göğüs boşluğunda, elbisenin eskidiği/yıprandığı gibi eskir/yıpranır. Binaenaleyh Allah’dan imanınızı tecdid etmesini dileyin”[1] beyânı veçhile îmânda artış ve eksilme söz konusu olmasa da yıpranma söz konusu olabilir. Buna bağlı olarak îmânın kalesi olan kelime-i tevhîd ile meşgul olmak ve imanı tecdîd etmek, geceyi müjdeleyen nassların lüzumuyla örtüşen bir tavır olacaktır.[2]
Şa‘bân-ı Şerîf ayı, oruçla özdeşleşmiş olan bir aydır. Dolayısıyla bu ayda oruç ibadetine sair aylara nazaran ağırlık verilmeli, Berâet Gecesi’ni oruçlu bir şekilde karşılayıp gündüzünü de oruçlu bir şekilde geçirmelidir.
Ayrıca her ayın 13, 14 ve 15. günleri ‘Eyyâm-ı Biyz’ olarak anılmakta ve bu günleri oruçlu geçirmek müstehâb kabul edilmektedir. Dolayısıyla Berâet Gecesi’nin gündüzünü öncesi ve sonrasıyla oruçlu geçirmek, Eyyâm-ı Bîyz sevabına erişmeye de vesile olacaktır.
Nâfile namazlar ve duâlar da bu müstesnâ geceleri ihyâ konusunda devam edilmesi gereken ibâdetlerdir. Namaz borcu insanın üzerindeki en büyük sorumluluktur. Bu sebeple ölmeden önce bu borçları edâ etmek öncelikli vazifelerdendir. Kaza namazı borcu olanlar mübârek gecelerin bereketiyle hususan bu günahları için af talep etmeli ve kılabildikleri kadar kaza namazı kılmalıdırlar.
Gecenin öncesinde akraba ve dostlarımızı gecenin fazîlet ve bereketlerinden haberdar etmek, sıla-i rahmi gözetmek, kabir ziyâretlerinde bulunmak, fakir-fukarayı ve talebeleri gözetmek, dinî ve ilmî müesseseleri sadaka-i câriye ile desteklemek geceyi ihyâ yollarındandır. Allah Te‘âlâ yapmakta olduğunuz ve yapacağınız ibâdet ve duâlarınızı kabul ve makbul eylesin. Âmîn.
Dipnotlar
[1]el-Heysemî, Mecma’u’z-Zevâid, I, 52.
[2] İbnü Receb el-Hanbelî, Letâifü’l-Ma‘ârif fimâ li-Mevâsimi’l-Am mine’l-Vezâif, Dâru İbnü Hüzeyme, Riyâd, 1428, s.329