Nazil olduğu andan günümüze kadar bozulmadan, değişmeden gelen ve kıyamete kadar da öyle kalacak olan yüce kitabımız Kur’ân-ı Kerîm’in koruyucusu olan Allâh Teâlâ Hazretlerine sonsuz hamd ederiz. Bizlere Kadir gecesini nasıl idrak etmemiz gerektiğini ve elde edeceğimiz kazançları müjdeleyen Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed Mustafa (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem)e ve onun yıldızlar gibi olan ashâbına salât-ü selâm olsun!
Zaman ve mekânlar bütün kıymet ve kutsiyetini, hakikatte Allah’ın dilemesinden alırlar. Rabbimiz Teâlâ leyle-i Kadr’in faziletini bizlere çeşitli ayetler ile anlatmış olmasının yanında geceye ait özel bir sûre indirmiştir. Bu surenin başında bildirildiği üzere, Kur’an-ı Kerim yeryüzüne bu gecede indirilmiştir. Bu vesileyle birlikte Resul-i Ekrem Efendimize de peygamberlik bu gecede verilmiştir. Adını bu geceden alan mezkûr sûrede Kadir gecesinin bin aydan daha hayırlı olduğu ifade buyrulmuştur. Bu gece ahiretimizi kazanma fırsatını yakalayacağımız müstesna gecelerin başında gelir.
Rasûlüllah (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) ise bu gecenin fazileti hakkında şöyle buyurmaktadır: “Kim Kadir gecesini, faziletine inanarak ve alacağı sevabı Allah’tan bekleyerek ibadet ve taatla geçirirse geçmiş günahları bağışlanır.”[1] Kadir gecesinin tam olarak hangi gece olduğu hakkında çeşitli rivayetler vardır. Kadir gecesinin kesin olarak belirlenmemesinin hikmeti üzerinde duran âlimler, bu durumun gecenin feyzinden istifade etmek için daha uygun olduğunu söylemişlerdir. Zira Kadir gecesinin bildirilmesi halinde müslümanlar sadece o geceyi ihya etmekle yetinebilirlerdi. Fakat bu belirsizlik vesilesiyle müminlerin Kadir gecesi ümidiyle bütün ramazan gecelerini ibadet şuuru içerisinde geçirmeleri söz konusudur.
Kadir gecesinde yapılması gereken en mühim ibadetlerin başında duâ gelmektedir. Zulmün ve isyanın bu kadar alelâde işlendiği, ümmet şuurunun yitirildiği ve ümmetin zalimlerin elinde işkencelere maruz kaldığı bu asırda, gecenin bereketinin farkında olup ailemize, ülkemize ve tüm İslâm âlemine duâ etmeliyiz. Bilhassa bu sene yaşadığımız deprem hâdisesinde canla başla mücadele eden ekiplerin, deprem bölgelerini acilen ve kâmilen ihyası için de duâ etmek bu gecede ihmal edilmemelidir.
Kadir gecesini mânâsına uygun olarak idrak edersek, Ramazân-ı şerîf’ten sonra da yaşantımızda ciddi değişiklikler olacaktır. Bin aydan daha hayırlı olan bu gecede zikir, hamd, savm, salât-ü selâm, mâli ibadetlerle beraber mağfiretimiz için nasıl duâ edeceğimizi bizlere öğreten Âişe (Radıyallâhu Anhâ) vâlidemiz, Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)e, “Kadir Gecesi’ni idrâk ettiğim zaman, nasıl duâ edeyim?” diye suâl etmiş ve Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle duâ etmesini tavsiye buyurmuştur:
“اللَّهُمَّ إِنَّكَ عَفُوٌّ تُحِبُّ الْعَفْوَ فَاعْفُ عَنِّي”
“Allâh’ım! Muhakkak ki Sen, ziyâde af edicisin. Affı seversin. Beni de affet!” [2]
Dipnotlar
[1] Buhârî, Kadr, 1.
[2] Tirmizî, Daavât, 84; İbn Mâce, Duâ, 5.