Asıl ismi, Ebû Mûsâ Abdullah bin Kays bin Süleym El-Eşarî’dir. Yemen’in Zebid bölgesinde dünyaya gelmiştir. Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in nübüvvetini duyduktan sonra, 50 kişilik bir heyet içerisinde yer alarak gemi yoluyla Mekke’ye gitmek için yola çıktı. Geminin kötü hava şartları sebebiyle sürüklenmesi üzerine Habeşistan’a ulaştılar. Burada ise Cafer bin Ebu Tâlib (Radiyallâhu Anh) ile karşılaştılar ve onunla bir müddet Habeşistan’da kaldılar.
Ebu Mûsâ El-Eşarî (Radiyallâhu Anh), 628 yılında Hayber’in fethi esnasında, Habeşistan’da yaşayan müslümanlarla birlikte Medine’ye döndü. Lakin Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in Hayber’de olduğunu öğrenince yanına gitti. Rasûlüllah (Sallâllâhu Teâlâ Aleyhi ve Sellem) onları görünce çok sevindi ve fetihe katılmamalarına rağmen kendilerine ganimetten pay verdi. Ayrıca iki hicret sevabına nail olduklarını müjdeledi. [1]
Valilik Vazifesi
Hayber’den sonra yapılan savaşlara iştirak etti. Huneyn savaşında şehid düşen amcası Ebu Âmir El-Eşarî (Radiyallâhu Anh)ın yerine ordu komutanlığını devraldı. Şehid düşen amcasının vasiyeti uyarınca, Rasûlüllah (Sallâllâhu Teâlâ Aleyhi ve Sellem)den amcası ve kendisi için hususi dua aldı. Memleketi Yemen taraflarında olan Zebîd, Aden ve Merib gibi bölgelerin idari işleri için görevlendirildi. Buralarda yıllarca başarılı bir şekilde vazife yürüttü. [2]
Hazreti Ebubekir (Radiyallâhu Anh) zamanında bu vazifesine devam etti ve irtidat olaylarında Esved El-Ansî ile savaştı. Hazreti Ömer (Radiyallâhu Anh) zamanında ise Basra valiliğine atandı ve buradaki halka muallimlik yaptı. İran bölgesinde ki savaşlara iştirak ederek birçok bölgenin fethine katıldı. Kendisine Kufe valiliği tevdî edildi ve burada talebe yetiştirmeye devam etti. Hazreti Ali (Radiyallâhu Anh) hilafeti esnasında ise görevinden alındı ve Şam’da bir köyde yaşamaya başladı.
Dâvûdî Sesi
Hafızlığını doğrudan Rasûlüllah (Sallâllâhu Teâlâ Aleyhi ve Sellem)den dinleyerek ikmal etmiş ve güzel sesi ile Kurân-ı Kerim okuduğu zaman herkesi beğenisini kazanırdı. Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) onun Kurân-ı Kerim okuduğunu işitince kendisi hakkında,”Ona muhakkak Davud’un güzel seslerinden bir ses verilmiştir” buyurmuştu. [3] Zühd üzere yaşar ve sade bir hayatı tercih ederdi. Dünya malına değer vermez ve takva üzere yaşardı.
Kendisinden 360 adet hadis rivayet edilmiştir. Rivayet ettiği hadisleri, Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)den ve ashab’ın büyüklerinden almıştır. Ashab-ı kirâm’ın arasında en çok fetva veren zatlardan biridir. Hazreti Ömer (Radiyallâhu Anh) tarafından, valilik yaptığı dönemde kendisine yollanan mektup, İslâm hukuku tarihinde mühim bir yer teşkil etmektedir. İslâm’da ilk takvim uygulaması onun uyarıları ile tanzim edilmiştir.
Hazreti Osman (Radiyallâhu Anh)ın şehadetinden sonra tarafsız kalmaya çalıştı. Hazreti Ali (Radiyallâhu Anh)ın taraftarlarının talebi üzerine, hakem olayına katıldı. Burada yaşanan olaylar ve çözümsüzlük sebebiyle çok müteessir oldu ve kendini inzivaya çekti. 662 yılında Mekke veya Kufe’de vefat ettiğine dair rivayetler vardır. Allah (Celle Celâluhû) şefaatlerine mazhar eylesin.
Dipnotlar
[1] Müslim, Fezâil, 169
[2] İbn Sa‘d, Et-Tabakat, 2, s, 344
[3] Buhârî, Fezâil 31