Hak Te’âlâ Hazretleri bizleri iradeli, kudretli, akıllı yaratmıştır. Kârı, zararı tefrik (ayıracak) ve temyiz edecek kadar fehm (anlayış) vermiştir. Yalnız bunlarla bırakmayıp tarafı ilahîsinden kârı, zararı bildirecek kitaplar göndermiştir.
Ayrıca lisân-ı merâmını anlayacağımız rehberler, Resûller göndermiştir. Bizlere çok açık şekilde izâhta bulunmuştur. Manevî yolda kendisi dahi önümüze geçmiştir. “Ben nerden gidersem oradan gelirseniz selamet, benim izimden ayrılıp başka taraftan giderseniz tehlikedir.” buyurarak şefkat ve merhametle muamele buyurmuştur.
İnsan kendi kafasına tabi olup söz dinlemezse kendisini “Mudil” (sapkınlığa düşüren) ismine kendisi mazhar eder. Yoksa Erhâmü’r-râhimîn bir aciz bendesini (kulunu) kendi başına haydi gel! Seni “Mudil” ismine mazhar edeceğim, seni de “Hâdî” ismine mazhar edeceğim demez. Böyle muameleyi bizim gibi acizler layık görmediği vakit Erhâmü’r-râhimîn hiç layık görür mü?
Mahmud Efendi Hazretleri, Mektuplar