Kişinin münferid ibâdetlerini büyük bir hassasiyetle yerine getirmesi elbette ki büyük bir fazîlettir. Bunun yanında toplumsal faydaları olan hatta bundan da öte yüksek medeniyetin önemli unsurlarından biri olan mâlî ibâdetler bu açıdan ayrı bir önem taşır. Bu sebeple Allah Te‘âlâ Kur’ân-ı Kerîm’de muhlis ve muttaki kulların özelliklerini sayarken cömertlik ve infâk etmeye özellikle vurgu yapar. “(Aşırı cimrilikten dolayı) elini boynuna bağlanmış (gibi sıkı) yapma, (eline geçeni saçıp savurarak) onu tam bir açışla da yayma ki, sonra (Allâh katında israfla, insanlar nezdinde de tedbirsizlikle suçlanarak) kınanmış ve pişman/bağlantıları kesilmiş (bitmiş tükenmiş)/bir halde kalırsın/bir âciz olursun/.”[1] ilâhî hitabı yalnızca bir ikaz değil, riayet etmeyenler için kötü bir akıbetin habercisidir.
Malını hiçbir dünyevî endişe gözetmeksizin ve israf da etmeksizin yolunda sarf eden kimseler hakkında Allah Te‘âlâ: “O (şirkten ve günahlardan) en fazla sakınan kişi ise (cehennemde ebedî kalmak bir yana, ona hiç girmeyecek ve) ondan iyice uzak tutulacak(, böylece o onun sesini, hatta nefesini bile duymayacak)tır”[2] buyurmuş ve onları ebedî felâh ile müjdelemiştir.
Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) de ashâbını cömertlik konusunda ciddî şekilde uyarmıştır. Sevapların katbekat katlandığı Ramazân-ı Şerîf ayıyla birlikte kötü hasletlerden arınıp iyilik ve güzellikleri artırmak daha bir önem kazanır. İbni Mes’ûd (Radıyallâhu Anh)dan rivâyet edilen bir hadîsi şerîfte Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
“Size mübarek ramazan ayı geldi. Öyle ise onda (normal) niyet hazırlayın ve onda harcamayı bol yapın.”[3]
Damra ibnü Habîb ve Râşid ibnü Sa‘d (Radıyallâhu Anhümâ)dan rivâyet edilen bir hadîs-i şerîfte Rasûlullâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) Ramazân-ı Şerîf ve infâk bağlamında şöyle buyurmuştur: “O (Ramazân-ı Şerîf ayı)nda harcamalarda genişlik yapın. Zira şüphesiz ki ondaki harcama, Allâh-u Te’âlâ yolundaki infâk gibidir.”[4]
Fıtır Sakası (Fitre)
Ramazân-ı Şerîf ayında genel olarak cömertlik daha bir anlam kazandığı gibi bu aya mahsus bir vecîbe olan fıtır sadakası da gündeme gelir. Cerîr (Radıyallâhu Anh)dan rivâyet edilen bir hadîs-i şerîfte Rasûlullâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur. “Ramazân ayı, gök ile yer arasında asılı kalmıştır. Fitre verilmeden Allah Te‘âla ya ulaştırılmaz.”[5]
Ebû Hüreyre (Radıyallahu Anh)dan rivâyetle Rasûlullâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: “Her kim Ramazanı oruçlu geçirir, gusül alarak namazgâha erkenden gider ve onu sadaka (fitre) ile sona erdirirse (bayram namazından) bağışlanmış olarak döner.”[6]
2017 Senesi İçin Fitre Miktarı 16 ₺
Ramazân bayramı sabahına dînen zengin sayılabilecek bir nitelikle ulaşan kimselerin üzerine vâcib olan fitre miktarı bu yıl 16 ₺ olarak belirlendi. Fitre, anne, baba, dede ve nine gibi büyüklerle, çocuklar ve torunlar gibi kişinin kendi neslinden gelen kimselere yani dînen bakmakla mükellef bulunduğu kimselere verilemiyor. Fitreyi bayramdan önce vermek, ihtiyaç sahiplerinin bayrama hazırlık yapmalarına imkân sağlama açısından tavsiye ediliyor.
Fitre Hakkında detaylı malumata site içeriğimizden erişim sağlayabilirsiniz.
Dipnotlar
[1] İsrâ Sûresi:19
[2] Leyl Sûresi:17
[3] Deylemî, Müsnedü’l-Firdevs, 2595; Ali el-Müttakî, Kenzü’l-Ummâl, 23689.
[4] Ali el-Müttakî, Kenzü’l-Ummâl, No:23672.
[5] Ali el-Müttakî, Kenzü’l-Ummâl, No:23687.
[6] Ali el-Müttakî, Kenzü’l-Ummâl, No:23733.