Helâl gıda, yüce dinimiz İslâm’ın üzerinde önemle durduğu bir konudur. Gıdaların elde edilmesi konusunda en önemli husus ise helâl yoldan elde edilmeleridir. Kur’ân-ı Kerîm’de bu konuyla ilgili âyet-i kerîmelerden birinde şöyle buyrulmuştur:
“Ey insanlar! Yer(yüzün)de bulunan (rızık)lardan helâl, (bütün şüphelerden) tertemiz ve lezzetli olan(lar)ı yiyin. Şeytanın izlerine uymayın. Çünkü gerçekten o (şeytan) sizin için (zâhiren dost görünen) apaçık bir düşmandır.”[1]
Günümüzde insanlar büyük bir gaflet hâlinde olup kazançlarını helâlden mi yoksa haramdan mı kazandıkları hususunda araştırma ve sorgulamadan uzak bir bilinçtedirler. Karşı karşıya bulunduğumuz bu durum, Ebû Hüreyre (Radıyallâhu Anh)dan rivâyet edilen bir hadîs-i şerîfte Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) tarafından şöyle ifade buyrulmuştur: “İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelecek ki, o devirde kişi ele geçirdiği malı helâlden mi yoksa haramdan mı kazandığına hiç aldırmayacak.”[2]
İnsanların kazancına en çok etki eden durum da kredi ve farklı adlar altında insanların önemli bir kesimini kıskacına almış olan faizdir. Yine Ebû Hüreyre (Radıyallâhu Anh)dan rivâyet edildiğine göre, Rasûlullâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) faizin bu derece yaygınlaşacağını ifade sadedinde şöyle buyurmuştur: “İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelecek ki, faiz yemeyen hiçbir kimse kalmayacaktır. Kişi, faiz yemese bile, kendisine onun buharından (bir başka rivâyette geldiği şekliyle; tozundan) bulaşacaktır.” [3]
Helâl Gıdanın Duânın Kabulüne Tesiri
Rasûlullah (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in huzurunda, -girişte kaydetmiş olduğumuz- “Ey insanlar yeryüzünde bulunan helâl ve temiz şeylerden yiyin…” âyet-i kerîmesi okunduğunda, Sa‘d ibn Ebî Vakkâs (Radıyallâhu Anh) [bir başka rivâyete göre Enes ibni Mâlik (Radıyallâhu Anh)] ayağa kalkarak dedi ki: “Ey Allâh’ın Rasûlü, benim için Allah Te‘âlâ’ya duâ et de duâsı kabul edilenlerden olayım.” Bu rica üzerine Rasûlullâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem): Helâl kazan, duân kabul olur. Zira kişi ağzına haram bir lokma götürürse kırk gün duâsı kabul olmaz”[4] buyurmuştur.
Hadîs-i şerîflerde, malî kazancında helâl-haramı araştırmayı terk eden kişinin kötülüğünü bildirmiştir. Bu, dinde gevşeklik ve iman zayıflığından olup fitne ve fesadın çoğalmasına, ahlâksızlığın halk arasında yayılmasına sebeptir.
Unutulmamalıdır ki, yaşadığımız düzen veya bahsi geçen kötülük ve kötü işlemlerin yaygınlığı, uzak durmadığımız takdirde bizleri hesap gününde mazur kılmaya yetmeyecektir.
Dipnotlar
[1] Bakara Sûresi: 168.
[2] Buhârî, Büyû‘, 7, 23; Nesâî, Büyû‘, 2, No. 243.
[3] Ebû Dâvûd, Büyû‘, 3, No. 3331.
[4] Ali el-Kârî, Umdetü’l-Kârî, 11/174.