Son dönemde görsel, yazılı ve sosyal medyada İsmailağa câmiamızla ilgili olarak sıklıkla yer alan haberler, birtakım gelişmeler, iddialar ve câmiamızın adını ve Mürşidimiz Mahmud Efendi (Kuddise Sirruhû) Hazretlerimizin adını anarak gerçekleştirilen istismar faaliyetleriyle ilgili olarak İsmailağa Camii İlim ve Hizmet Vakfımızın toplantı salonunda tertip etmiş olduğumuz basın açıklaması, ülkemizin önde gelen basın ve yayın kuruluşlarının katılımıyla gerçekleştirildi. Basın açıklamasında Mahmud Efendi (Kuddise Sirruhû) Hazretlerimizin mahdûmu Ahmed USTAOSMANOĞLU hoca efendi ve câmiamıza mensup pek kıymetli hocalarımızla, İsmailağa Camii İlim ve Hizmet Vakfı başkanımız Celal ERZİNCANLIOĞLU hazır bulundular.
Basın Açıklamasının Tam Metni
İSMAİLAĞA VE MAHMUD HOCAEFENDİ’NİN ADINI KULLANARAK KAMUOYUNU YANILTANLARA KARŞI BEYANLARIMIZDIR
Hamd ve sanâ ile…
Sayın basın mensupları; davetimize icabetinizden dolayı çok teşekkür ediyoruz.
İsmailağa Camii ve cemaatinin tarihinde ilk kez bir basın toplantısı ile karşınızdayız.
Medya üzerinden kamuoyuna mesaj vermek, geleneğimizde olmamasına rağmen, son günlerde İsmailağa’nın ve Mahmut USTAOSMANOĞLU Efendi Hazretlerimizin adının belli hadiseler ve tartışmaların içinde zikredilmesi, gerek kamuoyunda gerekse camiamızın mensupları arasında tedirginliklere ve kafa karışıklıklarına yol açtığından bu basın açıklamasını yapma zarureti hâsıl olmuştur.
Böyle bir vesile ile karşınızda olmak bizim için üzüntü verici olduğu kadar, kamouyunun ve camiamızın aydınlatılması, meselelerin vuzuha kavuşturularak hakikatin ve doğrunun ortaya çıkarılmasının da hayra vesile olacağı inancındayız.
Öncelikle, insanlığın eşitlendiği, İslam’ın birlik, barış ve huzur mesajının bütün dünyaya ve insanlığa en yüksek tablosunu sunan Hac, Umre ve Harem-i Şerif hakikatini idrâk edemeyen nâdanların Mekke’de sebep oldukları utanç verici hadiselerin, İsmailağa’nın aslî ve merkezî yapısı, hüviyeti ve temsil değerleriyle hiçbir ilgisinin bulunmadığının bilinmesi gerekmektedir.
Mekke’de yaşanan ve bütün Müslümanları derinden üzen ve utandıran o vahim hadiseler dolayısıyla, halen devam ettirdikleri fitneci ve ifsad edici faaliyetleri, iddia ve ithamlarıyla kime ve neye hizmet ettikleri meçhul bu nâdanların bütün ikazlara ve hukuki müdahalelere rağmen ısrarla kullanmaya devam ettikleri İsmailağa’nın adıyla olduğu kadar, ruhu ve manasıyla da hiçbir münasebetleri yoktur.
Şurası bilinmelidir ki İsmailağa, bu kötü niyetli, fitneci, istismarcı faaliyetlerin ve faillerin tarafı değil, hedefidir.
Dün, darbeci kaos planlarıyla yapılmak istenenler, bugün başka araçlarla, yeni fitne ve fesat faaliyetleriyle, âdî ithamlar, iftiralar ve şahsileştirilmiş medyatik taarruzlarla sürdürülmek istenmektedir.
Bütün bu çirkin tartışmaların, video savaşlarının içinde İsmailağa’nın ve Mahmud Efendi Hazretlerinin adlarının zikredilmiş olmasından daha büyük gaflet ve hâinlik de olamaz.
Akıllı düşmanın, akılsız, cahil ve nâdan dosttan daha hayırlı olduğunu söyleyen İmam-ı Gazali’ye rahmet olsun.
Kendi çirkin hedeflerine ulaşmak için yüzyıllardır İsmailağa ve çevresinde teşekkül eden ruh ve manayı, ilim ve irfan geleneğini, tekke ve medrese birikimini, özellikle de Ali Haydar Efendi ve Mahmud Efendi Hazretlerimizin son dönemde temsil ettikleri şer’î hassasiyet ve Nakşîlikle aynîleşmiş İsmailağa’nın sembol değerini imha etme çabasından çekinmeyen; ve bunun ne anlama geldiğini idrak dahi edemeyen ihanet şebekelerinin fitne ve fesat faaliyetlerini pervasızca sürdürmelerinin başka ne anlamı olabilir?
Yakın tarihte, Osmanlıyı tasfiyeye memur sömürgeci zihniyetin saldırganlıkları ve düşmanlıklarına karşı varoluş mücadelesi ve direnişin de odağı haline gelmiş İsmailağa’nın zâtî ve tarihî kıymetini itibarsızlaştırmaya çabalayanlar, o varoluş mücadelesi ve direnişin kahramanları, çoğu o civarda medfun ulema-i kirâm ve mürşid-i kâmillerin ruhları ve hatıralarına da en büyük hürmetsizliği ve hâinliği yapmış oluyorlar.
Tasavvuf edeptir; edepse, hadde riayettir. Bu edep ve idrakten mahrum bu istismar çeteleri, maalesef hedeflerine ulaşmak için hiç bir had ve ölçü tanımıyorlar.
İlim, irfan, şahsiyet ve dava sadakatlarıyla maruf, başta Mahmud Efendi hazretleri olmak üzere, cemaatin ve kendilerini tanıyan Müslümanların itimatlarına, dostluklarına ve sevgilerine mazhariyet kazanmış İsmailağa cemaatinin saygın ve adanmış insanlarına hakâret ve iftiralar atmaktan Allah katında korkmuyor ve çekinmiyorlar!
Mahmud Efendi Hazretlerininin en yakınlarına, aile çevresine, onun için her fedakârlığa amâde, kendilerini hayatları boyunca, yalnızca Allah rızasına talip olarak, onun hizmetine adamış dava arkadaşlarına hayasızca saldıranlar, gerçekten Efendiye ve davâsına hizmet mi, yoksa düşmanlık mı yapıyorlar?
İsmailağa Cemaati adına yurtiçi ve yurtdışı bütün faaliyetleri yürüten İsmailağa Camii İlim ve Hizmet Vakfı, Mahmud Efendinin oğlu Ahmet Hocamızın da yönetiminde yer aldığı ve doğrudan Efendi Hazretlerinin tâyin ettiği heyetin kontrolünde faaliyetini sürdüren ve bütün cemaati kuşatan yegâne vakıftır.
İsmailağa Dayanışma ve Yardım Derneği, Fatih Medreseleri vb. isimler üzerinden tezvirat yapanlar, hizmet maksadıyla değil, fitne-fesat ve rant niyetiyle kurdukları onlarca dernek ve marifetlerini ifsad faaliyetlerinin aracı haline getirenler, medya üzerinden bu fitne ve fesat faaliyetlerini yürütmektedirler.
İsmailağa’yı, İsmailağa cemaatini, İsmailağa Vakıf ve yöneticilerini, bütün varlıklarını İsmailağa hizmetlerine adamış hocaefendileri, iş dünyasında yer alan fedakâr insanları itham etmekte bir sakınca görmeyenlerin kime ve neye hizmet ettiklerini bir kere daha düşünmeye davet bizim vazifemizdir.
Efendi Hazretlerimizin itibar ettiklerini itibarsızlaştırmak; onun tardettikleri ve itibarsız saydıklarına itibar kazandırmak gayretini, iyi niyetli bir gayret saymak mümkün değildir.
Maalesef bütün cehâletleri, hikmetsiz, ruhsuz dilleri ve ithamlarıyla manevi bir terbiye ve ihtiram hissiyatına sahip olmadıkları apaçık görülen bu gürûhun istismar etmeyecekleri hiçbir şeyin olmadığı açıktır.
Bu gerçeğin en vahim tablosu, kendilerine emanet edilen henüz rüşdüne ermemiş çocukları fitne ve fesat faaliyetlerinin aracı olarak kullandıkları FM TV ekranlarının önüne çıkararak, apaçık, ahlaki, manevi ve hukuki suç işlemekten kaçınmadıkları ortadadır.
Sonuç olarak bütün bunlar, hiç şüphesiz Mahmud Efendi Hazretlerinin hizmetinde bir faaliyeti değil, onun hayatı boyunca yürüttüğü hizmet ve birikimlerinin, olağanüstü gayret, mücadele ve çilelerle büyüttüğü cemaatinin, tek kelimeyle İsmailağa’nın tasfiyesini amaçlamaktadır.
İsmailağa’yı tasfiye kumpası da Allah’ın izniyle, cemaatin ferasetiyle sonuç vermeyecek, hizmet kervanı, Allah’ın, Rasulü’nün ve gayesi Sırât-ı Müstakim’den ibaret olan Büyüklerin yoluna devam edecektir.
Allah’a emanet olunuz.