أَعَعُوذُ بِاللّٰهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اِنَّمَا الْخَمْرُ وَالْمَيْسِرُ وَالْاَنْصَابُ وَالْاَزْلَامُ رِجْسٌ مِنْ عَمَلِ الشَّيْطَانِ﴿
فَاجْتَنِبُوهُ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ ﴿90﴾ اِنَّمَا يُر۪يدُ الشَّيْطَانُ اَنْ يُوقِعَ بَيْنَكُمُ الْعَدَاوَةَ
﴾وَالْبَغْضَٓاءَ فِي الْخَمْرِ وَالْمَيْسِرِ وَيَصُدَّكُمْ عَنْ ذِكْرِ اللّٰهِ وَعَنِ الصَّلٰوةِۚ فَهَلْ اَنْتُمْ مُنْتَهُونَ﴿91
“Ey iman etmiş olan kimseler! Şarap (gibi sarhoş edici tüm içkiler), kumar, (tapınılmak için) dikili taşlar ve fal okları ancak şeytanın amelinden olan (ve sadece onun hoş gösterip sebebiyet verdiği) birer pisliktir. Öyleyse bu (anlatıla)ndan uzak durun, tâ ki siz (Allâh`ın gazap ve azabından kurtulup) felâha erişebilesiniz!”
“Şeytan, şarap (gibi içkiler) ve kumar sebebiyle ancak aranıza düşmanlık ve kin yerleştirmek, bir de sizi Allâh`ın zikrinden ve namazdan alıkoymak ister. Artık siz (bunlardan) vazgeçen kimselersiniz değil mi?!” (Mâide Sûresi:90-91)
Nakletmiş olduğumuz âyet-i kerîmelerde ayrıntıları, haram kılınış sebepleri ve illetleri açık bir şekilde beyân edilerek sakındırılmış olduğumuz kumar, “Ortaya para (ya da değer ifade eden şeyler) konularak oynanan şans oyunu” şeklinde tarif edilen, pek çok türü bulunan ve tarihi çok eskilere dayanan bir oyun türüdür.
Eski doğu kavimleri başta olmak üzere, İranlılar ve Kuzey Afrika bölgesinde yaşayan insanlar arasında son derece yaygın olduğu belirtilen kumar oyunları, daha sonraları bir araya toplanılmak suretiyle kumarhanelerde oynanmaya başlamış ve kişileri, aile kurumunu da aşarak toplumu ifsad edici bir boyut kazanmıştır.
Kumar ve Türleri
Kumarın kötü olduğunu herkes bilir fakat bazı oyunlar öylesine yaygınlaşmış ve toplum nazarında meşruiyet kazanmıştır ki, bunlar halkın gözünde âdeta kumar olarak değerlendirilmekten çıkmıştır. Bugün kumar konusunda dinî açıdan karşı karşıya kaldığımız en büyük problem de budur. Zira “kumarhane” denildiğinde irkilen, bunun ne kadar kötü olduğunu bilen bir kimse, belki ailesiyle dahi oynadığı bir oyunun kumar olduğundan habersiz durumdadır.
Kumar, Kur’ân-ı Kerîm’de açık bir şekilde haram kılınmış, hadîs-i şerîflerde de bu konu üzerinde özellikle durulmuştur. Câhiliyye devrinde Araplar arasında bilhassa fal oklarıyla oynanan kumar oyunlarının yaygınlığından haberdarız. Kur’ân-ı Kerîm, bu oyunları ayrıntılarını da içine alacak hükümlerle açık bir şekilde reddetmiştir.
Tarihî kaynaklarda geçtiğine göre; tavla, satranç ve muhtelif kâğıt oyunları da Arap yarımadasında yaygındı. Bu tür oyunların daha çok İran menşeli olduğu da belirtilmiştir. Zira İran’da, İslâm öncesi devirlerde bilhassa “zar” temelli oyunların yaygın bir şekilde oynandığı ve de oynatılan kumarhanelerin varlığı bilinmektedir.
Kumarın ve kumar borcunun tahsilinin hiçbir hukuk sisteminde karşılık bulmamış olması, kumar borcunun “alacak” olarak değerlendirilmemesi ve bu bağlamda “teminat, kefalet, rehin” gibi unsurların da kabul edilmemiş olması, kumarı hiçbir düzenin meşrû kabul etmediğini göstermektedir. Konunun hukukî boyutu böyle olmasına rağmen söz konusu oyunların bu derece yaygınlığı, Kur’ân-ı Kerîm’de “Şeytan işi birer pisliktir” ifadesinin izhârı olmaktadır.
Kumar, çok küçük ve tehlikeli görülmeyen, basit olarak algılanan bazı noktalardan başlayarak insanın canını dahi ortaya koyabileceği bir noktaya kadar varabilmektedir. Bilhassa hukukî karşılığı söz konusu olmadığından, alacak-verecek konularının da gayrimeşru şekilde halline bağlı olarak, toplumun huzur ve refahının yanında can güvenliğini de hedef alan bir sorun konumuna gelmektedir. Bu durum, Allah Te‘âlâ’nın, kumar ve çeşitleriyle ilgili olarak “(Şeytan, bu yollarla) aranıza düşmanlık ve kin yerleştirmek ister.” ikazının bir tezâhürü olmalıdır.
Kumarın Her Türlüsünden Sakınmanın Lüzumu
Bugün karşımıza fal okları adıyla çıkmayıp loto, toto, piyango, tombala ya da farklı ad ve şekillerle çıkan, sonucun şansa bağlandığı ve ortaya maddî değer konulan veya konulmayan, herhangi bir şekilde menfaat celbeden bir şartın bulunduğu bütün oyunlar kumardır. Sonucunda hesap ödemesi gibi, ilk bakışta masum görünen bir durum olarak içerisinde bulunulan bütün davranışlar da dinimizin reddettiği kumar kapsamındadır. Bunlardaki ad ve şekil değişiklikleri, ilk bakışta fark edilemeyen ayrıntıları, şeytanın birer aldatmacasından ibarettir.
Dinen meşrû kabul edilmeyen bu tür şeylerin devlet tarafından kabulü de konunun dinî boyutuna herhangi bir şekilde etki etmemektedir. Bu tür yanlış uygulama ve kabullerin de, Şeytanın, amelleri süslü göstermesinden başka bir şey olmadığı gerçeği hatırdan çıkarılmamalıdır.
Milâdî yılbaşına yaklaştığımız şu günlerde insanların maatteessüf akın akın koştuğu, satın alabilmek için kuyruğa girip saatlerce beklediği “piyango”nun mahiyeti daha bir önem kazanmaktadır. Noel sebebiyle işlenen günahlara ve piyangonun hükmüne dair detaylı mâlûmata buradan ulaşabilirsiniz…