Mustafa Yıldız Eferıdi’ye gönderilmiştir. Devlet-i sûriyye ve saadet-i maneviyye hakkındadır.
ب ح ص س
Bismillahirrahmanirrahim,
Esselamü aleyküm ve rahmetüllahi ve berakâtühü ve alâ men ledeyküm min ibadillahi’ssalihin. Ahi fillahımız Mustafa Efendi kardeşimiz,
Mektubunuzu aldık çok memnun olduk. Allah sizleri bol hayırla mükafatlandırsın. Vazifelere devam ettiğinizi okuyunca çok sevindik. Bu kadar bu’d-u mesafe (uzaklık) mevcutken hararet-i şevkinize (arzu ateşinize) burûdet (soğukluk) hâsıl olmadı. Bunun şükrünü ifa etmek lazımdır.
Mektubatın birinci cildindeki 47. mektup çok kısa olmakla beraber derin manaları ve bütün hakikatleri câmi (toplayan) olduğu için, bu mektupla aramızda cereyan edecek sohbetin, mektubattan bu mektub ile olmasını münasip gördüm. Allah-u Teâlâ Sübhânehü sizleri devlet-i sûriyye ile ve saadet-i maneviyye ile me-sut ede. Devlet-i sûriyye, hakikatte insanın zahirinin Ahkâm-ı Şer’iyyey-i Mustafaviy- ye ile müzeyyen (süslü) olmasıdır. (O şeriat) sahibinin üzerine salât ve selam, tahiyyat olsun. Saadet-i
maneviyye ise batının halas olması (kurtulması) ve Mevlâ’nın masiva- sma (başkasına) alakadan hali (boş) olması ve gayrinden irtibattan hali olmasıdır. Bu iki devlet ile müşerref olanın muvaffakiyetine gıpta edilir. İş budur! Bundan başkası abestir. Hulasa devlet-i sûriyye (zahiri devlet) واعتصموا بحبل الله[1] ayet-i celilesinin sırrına işarettir, saadet-i maneviyye [2]واعتصموا بالله ayeti celilesinin hükmüne işarettir. Hülâsamn hülâsası; Tarikat-ı Aliyye-yi Nakşibendi’nin nispeti, şeriatın farz, vacip, sünnet, müstehap ve adabıyla zahiri donatmak ve Mevlâ’nın Zat-ı Pâk-i Sübhaniyyesi’nin tecellisi ile de batını tenvir etmek (nurlandırmak) ten ibarettir. Vesselam.
Yusuf Efendi’ye, Veli Efendiye ve sair ihvanlara ve talebelere ziyade selam ve hürmetlerimi tebliğ edesiniz. Rize Müftüsü’ne de selam edesiniz. Ve benim için ellerinden öpesiniz.
Sohbetlere devam edesiniz (ki bu), sünnet-i müekkededir.
طريقت ما صحبتست ‘‘Bizim yolumuz sohbetten ibarettir.” Şah-ı Nakşibend Hazretlerinin
(Kaddesallahu Sirrahu) aziz kelamıdır. Efendi Babamız da ölünceye kadar Mevlâ’nm tarafından konuşacağına söz vermişti. Kaddesallahu Sırrahu ve emeddenallahu bi şefaatihi Âmin!
Miskin kardeşiniz Mahmud USTAOĞLU
Not: Mahmud Efendi Hazretleri, Mektûbât-ı Mahmûdiyye, Ahıska Yayınevi, 2012, s. 41-42.
Dipnotlar
[1] Âl-i İmrân Sûresi, 103.
[2] Hac Sûresi, 78.