>Bu kadar Müslüman millet, bu nefsi emmareyi memnun etme telaşesi içinde, mizanı da unuttu, sıratı da unuttu. Şu insanın gafletine bakın. Hâlbuki insan hep kazanabilir, mizanı doldurabilir.
Bu gün böyle amel etmek elimizdeyken, mümkün iken, yarın Mevlâ’nın huzuruna elimiz boş olarak çıkarsak yüzümüz kara olmaz mı? O zaman orada: “Ben anlamadım, kendi nefsime zulmettim” demek hiçbir şey ifade etmez. O halde fırsat varken Rabbimize yönelelim. Mizanımızın ağır gelebilmesinin çarelerine bakalım. Cenâb-ı Allâh’tan ümidimizi kesmeyelim. İnsanı ancak O, uyandırır. O, heves verir. O, sevgi verir. O, yapar. Başka kimse yapamaz.
Bir milletin değeri peygamberine göredir. Ama eğer ona uyarlarsa. Eğer uymazlarsa onların heybetleri olmaz, kimse onlardan korkmaz, kimse onlara değer vermez, onları kale almaz.Dünya âleminde hiç kıymeti olmaz. Çok düşük gözükürler ve düşman zanneder ki, bir üfürükte hepsini uçururum. Yazık değil mi? Böyle bir peygambere ümmet olma şerefiyle müşerref kılınalım da sonra o şerefi kaybedelim, bu rezalete düşelim. Uyanmamız lazım, Sen tamamıyla bizi uyandır ya Rabbi!
Sevgili Mürşidimiz Mahmut Efendi Hazretleri, Sohbetler