Asıl ismi, Ebû Abdillâh Ez-Zübeyr bin El-Avvâm bin Huveylid El-Kureşî El-Esedî’dir. 594 yılında Mekke’de dünyaya geldi. Hazreti Hatîce (Radiyallâhu Anhâ)nın erkek kardeşinin ve Resûlüllah (Sallâllâhu Teâlâ Aleyhi ve Sellem)in halası olan Safiyye (Radiyallâhu Anhâ)nın oğludur. [1]İslamiyyet öncesi hayatında, putlara tapmaz ve kötü cahiliye adetlerini yerine getirmezdi. Hazreti Ebubekir (Radiyallâhu Anh) vasıtası ile ilk Müslümanlardan oldu. Cennetle müjdelenen 10 sahabîden birisidir.
İman ettikten sonra amcası Nevfel bin Huveylid’in ağır işkencelerine maruz kaldı. Annesi tarafından kurtarıldıktan bir müddet sonra, Habeşistan’a ilk hicret eden kafile içinde yer aldı. Habeşistan’da Necaşi’ye karşı başlatılan bir isyan hareketi sebebiyle Müslümanlar sıkıntıya düşmüştü. Bu isyanı bastırmak için kurulan ordu içinde yer aldı ve gösterdiği başarılar sebebiyle Necaşi tarafından ödüllendirildi.
Katıldığı Savaşlar
Zübeyr bin Avvam (Radiyallâhu Anh), Rasûlüllah (Sallâllâhu Teâlâ Aleyhi ve Sellem)den sonra Medine’ye hicret etti. Her zaman yakın çevresinde hizmet etti ve onun katıldığı bütün savaşlara katıldı. Medine’de kasaplık yaparak ve kendisine verilen arazide tarım ile meşgul olarak yaşıyordu. Küçüklükten beri eğitim alması sebebiyle, ata binmeyi ve silah kullanmayı çok iyi biliyordu. Bu sebeple katıldığı savaşlarda süvari olarak hizmet verir ve büyük faydalar gösterirdi.
Uhud savaşının çetin anlarında, Rasûlüllah (Sallâllâhu Teâlâ Aleyhi ve Sellem)in çevresinde kalan az sayıda sahabîlerdendir. Katıldığı diğer savaşlarda, Mekke müşriklerinden Kilâb bin Talha ve Nevfel bin Abdullah’ı öldürdü. Hendek savaşı esnasında, Beni Kureyza kabilesinin ihanetini ortaya çıkarmış ve bu sebeple Rasûlüllah (Sallâllâhu Teâlâ Aleyhi ve Sellem) tarafından, “Her peygamberin bir havârisi vardır, benim havârim de Zübeyr’dir” hadisi şerifi ile övülmüştür. [2]
Hulafâ-i Raşidîn Dönemi
Hazreti Ebubekir (Radiyallâhu Anh) döneminde, mürtedlere karşı savaştı ve Yermük savaşına iştirak etti. Bu savaşta, göz çukuru büyüklüğünde yaralar aldı. [3] Hazreti Ömer (Radiyallâhu Anh) döneminde ise halifenin en yakınlarından olarak danışmanlığını yaptı. İran, Suriye ve Mısır taraflarındaki savaşlara katıldı. Özellikle bir türlü alınamayan Babilon kalesinin içine gizlice girerek, kapısını içerden açtı ve fethe müyesser olundu.
Hazreti Osman (Radiyallâhu Anh) döneminde Taberistan’ın fethinde hazır bulundu. Halifenin evini kuşatan asilere karşı oğlunu yolladı. Hazreti Ali (Radiyallâhu Anh) döneminde ona biat etti. Lakin Hazreti Osman (Radiyallâhu Anh)ın katillerinin cezalandırılması konusunda onunla anlaşmazlığa düştü. Cemel vakası esnasında fikir değiştirip Medine’ye dönmeye karar verdi. Onu takip eden Amr bin Cürmüz tarafından namaz kıldığı esnada şehid edildi. [4]67 yaşında şehid olan bu büyük sahabî, Hazreti Ebubekir (Radiyallâhu Anh)ın damadı idi ve kendisinden 38 adet hadis rivayet edildi. Savaşçılığı kadar cömertliği ilede meşhurdu. Allah (Celle Celâluhû) şefaatlerine mazhar eylesin.
Dipnotlar
[1] İbn Sad, III, s. 100
[2] Müslim, Fezâilu’ş-Sahâbe, 48
[3] Zehebî, I, s. 52
[4] Hâkim, III, s. 413