Asıl ismi, Ebu Muhammed Abdurrahmân bin Avf bin Abdiavf El-Kureşî Ez-Zührî’dir. 580 yılında Mekke’de dünyaya geldi. Câhiliye döneminden kalan Abduamr veya Abdulkâbe olan ismi, Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) tarafından, Abdurrahmân olarak değiştirilmiştir. Hazreti Ebubekir (Radiyallâhu Anh) vasıtası ile Müslüman olmuştur. İlk Müslüman olan 8 sahabîden birisidir. Önce Habeşistan’a ardından Medine’ye hicret eden Abdurrahman bin Avf (Radiyallâhu Anh) ile Sad bin Rebî (Radiyallâhu Anh) arasında kardeşlik (Muâhat) kurulmuştur.
Babasını küçük yaşta kaybetmişti ve ticaretle ile geçimini sağlardı. Annesi ve kardeşleri de imanla şereflendiler. Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in katıldığı bütün savaşlara katılmıştır. Cennetle müjdelenen 10 sahabîden birisidir. Medine’ye geldiği zaman fakir bir durumda olmasına rağmen, ticaret ile uğraşarak kısa sürede büyük bir zenginliğe kavuşmuştu. Malını Allah (Celle Celâluhû) yolunda infak etmekten asla çekinmedi.
Tebük Seferi
Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem), Tebük seferinden dönüş esnasında ordudan uzaklaşmıştı. Sabah namazı vakti olunca, sahabîler kendilerine namaz kıldırması için onu seçtiler. Namaza başladıktan sonra, Rasûlüllah (Sallâllâhu Teâlâ Aleyhi ve Sellem)de gelip 2. rekatte ona uydu. Ve kendisi hakkında“Bir peygamber sâlih bir kimsenin arkasında namaz kılmadıkça ruhu kabz olmaz”[1] buyurdu. Böylece bir peygambere imamlık yapmak ile şereflenmiş oldu.
628 yılında düzenlenen Dûmetulcendel seferine komutan olarak iştirak etti. Sefere gitmeden önce, Rasûlüllah (Sallâllâhu Teâlâ Aleyhi ve Sellem) onun sarığını kendi sardı ve eline sancak verdi. Seferin başarıyla sonuçlanması ile yöre halkının çoğu Müslüman oldu. Ayrıca Uhud savaşında aldığı 21’den fazla yara sebebiyle 12 dişini kaybetmiş ve ayağı topal kalmıştır.
Müsteşarlık ve Hac Emirliği
Rasûlüllah (Sallâllâhu Teâlâ Aleyhi ve Sellem)in vefatından sonra Hazreti Ebubekir (Radiyallâhu Anh) ve Hazreti Ömer (Radiyallâhu Anh) zamanında müsteşarlık ve hac emirliği yapmıştır. Hazreti Ömer (Radiyallâhu Anh) ile olan yakınlığı sebebiyle, geceleri beraber şehri asayişe çıkarlardı. Ayrıca yeni halifenin belirlenmesi için kurulan 6 kişilik Şura heyetine dahil edildi. Adaylıktan vazgeçti ve halifeyi atama yetkisini eline aldı. Medine halkının nabzını yokladıktan ve istişareler yaptıktan sonra, Hazreti Osman (Radiyallâhu Anh)ı halife olarak seçti. [2]
Ticaretle uğraşması ile elde ettiği servetini her fırsatta Allah (Celle Celâluhû) rızası için infak ederdi. 500 deve yükü bir kervanını bir seferde Allah (Celle Celâluhû) yolunda dağıtmıştı. Uhud savaşı ve Tebük seferlerine büyük maddi destekler sağladı. Bedir savaşında bulunup, sağ kalanların her birine, kendi malından 400 dirhem altın verilmesini vasiyet etmişti. 652 yılında, 75 yaşında iken Medine’de vefat etti. Cenaze namazı, vasiyeti üzere halife tarafından kıldırıldı. Kendisinden 65 hadis rivayet edilmiştir. Allah (Celle Celâluhû) şefaatlerine mazhar eylesin.
Dipnotlar
[1] İslâm Alimleri Ansiklopedisi 1, s. 113
[2] İbnü’l-Esîr, Üsdü’l-gâbe, III, s. 313